Yavuz Ağıralioğlu: 85 milyon bir olduk 85 bin kişiyi doyuramadık
Anahtar Parti Lideri Yavuz Ağıralioğlu, katıldığı bir şehit cenazesinde yaşadıklarını anlattı.
Yeni kurulan ve kısa sürede Türkiye genelinde ses getiren Anahtar Parti'de Türkiye turları devam ediyor. Ziyaretler kapsamında genel başkan Ağıralioğlu bugün Kayseri'deydi.
Anahtar Parti Genel Başkanı Ağıralioğlu, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’e de drone çarpması şehit düşen Piyade Uzman Onbaşı Berat Mecit Day için tepki gösterdi. Ağıralioğlu, “Evlatlarınızı kimin öldürdüğünü söyleyemeyecek kadar size vakar kaybettiren şey nedir? 40 yıldır teröre evlat veriyoruz. İsimlerini söylerken içimiz titriyor evlatlarımızın. Gönderiyoruz kınalayarak vatan beklesinler diye. Ay yıldızlı al bayrağı sarılı alıyoruz evlatlarımızı 40 yıldır. Dron çarptı, kurtaramadık değil. PKK terör örgütü saldırdı, bu alçaklara nefes aldırmayacağız diyeceksiniz. Muhatap olmayacağız diyeceksiniz. Bunlarla oturmayacağız, görüşmeyeceğiz diyeceksiniz. Allah'a yemin olsun. Milletimiz teveccüh gösterir imkân bulursak bu Türk'ün şerefli meclisinde çocuklarımızı öldüren birini sevene bir kuruş haramdır. Kimse giremeyecek. Bunları unutmayacağız, unutursak kanımız kurusun. Şehidini unutan bir millet ayakta kalamaz. Şehidinin şehitliğine, evlatlarından geride kalanların yaşadıklarına sırtını dönen siyaset memleket yönetemez” diye konuştu. Ağıralioğlu, Kıbrıs’ta yaşanan son gelişmelere ilişkin, “Kıbrıs'ta aksakallılar teşkilatını toplayarak olmaz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti iradesine himaye görmek isteriz. Ahmet Şara bizsiz nefes almıyor diyorsunuz. Bizsiz nefes almıyor diyorsanız Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin Dışişleri Bakanı'nı Suriye'de bayrağı ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti bayrağı ile ağırlatacaksınız” dedi. Ağıralioğlu, İsrail’e de tepki göstererek, “İsrail'den korkan, İsrail'den beter olsun. Kimsiniz siz? İsrail sadece Gazze'yi vurmuyor. Her gün Türk'ün haysiyetini, namusunu vuruyor. İsrail sınırlarımıza doğru yaklaşıyor. Yaklaşsın, biz de İsrail'e yaklaşıyoruz” ifadelerini kullandı.
Anahtar Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu, çeşitli ziyaretlerde bulunmak üzere Kayseri’ye geldi. Ağıralioğlu, partisinin Erciyes Kültür Merkezi’nde düzenlenen Halk Buluşmasına katıldı. Ağıralioğlu’na başkanlık divanı üyelerinin yanı sıra, Kayseri İl Başkanı Elvan Öztürk ve il yönetimi de eşlik etti. Ağıralioğlu, burada vatandaşlar tarafından coşkuyla karşılandı. Ağıralioğlu, burada yaptığı konuşmada özetle şunları söyledi:
MEMLEKETİN HALİNE BAKIN!
“Türk'ün haline bakın. Dindarlarımızın, muhafazakarlarımızın iktidarı var. Memleketin haline bak. Adaletle kalkınma vaadi var. Adaletle kalkınma diye adı olan bağlılıkları bu olduğu için 23 yıldır milletin arkasında desteklenen bir iktidar var. Adaletin haline bakın, kalkınmanın haline bakın. Aileyi muhafaza edeceklerdi. Eğitim de liyakat muhafaza edeceklerdi. Eğitim durumuna bakın.2003'te en düşük emekli aylığı asgari ücretin yüzde 47'si kadardı. 2025'te en düşük emekli aylığı asgari ücretten yüzde 45 daha az durumda. Emeklilerin haline bakın. Millet düğüne gidemez. Millet düğüne gidemez, takı takamaz hale geldi. Komşuluğumuzun haline bakın. 400 bin zindanda insanı var. 600 bin yükümlüsü var bu memleketin. 1 milyon insan adliye keferelerinde dolaşıyor. Cezaevi etrafında, içinde dışında dolanıyor. Memleketin haline bakın. Bize olmaz, bizde asla rastlanmaz diyeceğimiz niteliksiz suçlar, günahlar işleniyor. Şu memleketin haline bakın.
YÖNETİM MAHARETİ BOŞLUĞUNA KURDUK
Anahtar parti bu kürsülerde güzel laflar etmek için kurulmadı. Bu güzel laflar ederek bu hale getirdiğiniz memleketi toparlamak için kuruldu. Güzel konuşanların değil güzel yapabilenlerin memleketi olmak zorundayız. Bu kürsülerde siyasetçilerin nutkundan yorulmuş, siyasetçinin yaptıklarından illallah etmiş bir zamanın edilmiş bir zamanın üstüne kurulduk biz. Biz hangi hissiyatla ne yapacağını bilenleriz. Bir parti mücadelesine değil bir memleket mücadelesine kurulduk. Bu memleketi ayağa kaldıracağız. Bu kadar parti varken siz bu partinizi niçin kurdunuz diyorlar bize. Milliyetçiyseniz milliyetçi parti var. Muhafazakarsanız muhafazakar parti var. Demokratsanız demokrat parti var. Cumhuriyetçiyseniz adı cumhuriyet olan parti var. Her renkten, her hissiyattan parti var. Siz niye kuruldunuz diyorlar. Biz memlekette parti boşluğunu doldurmak için kurulmadık. Biz memlekette adalet boşluğunu doldurmak için kurulduk. Biz memlekette üretim boşluğu var, nezaket boşluğu var, ciddiyet boşluğu var. Memleketin kaynaklarını doğru yönetebilme boşluğu var. Hesap vermekten kendisini azade tutan yönetimde ahlak boşluğu var. Biz partiyi parti boşluğuna değil, Türk milletini ayağa kaldıracak yönetim mahareti boşluğuna kurduk.
2002 DE VAAT ETİKLERİNİ 2025’DE VAAT ETMEYE KARAR VERMİŞSİN
Milletimiz çok siyasi parti lideri gördü. Çok partiler destekledi. Meydanlar Demireller gördü. Özallar gördü, Alparslan Türkeşler gördü meydanlar. Adalet ve Kalkınma Partisi gibi bir partiyi ilk defa gördü. 23 yıldır iktidardalar. Memlekette daha önce hiçbir parti onlar sevildiği kadar, onlardan beklendiği kadar sevilip beklenmedi. Tayyip Bey, siyaset tarihimizin kendisinden ümit edip beklenilen, kendisine fırsat verilen, denesin diye imkân verilen tek lideridir. 23 yıldır bu millet senden sözünü tutmanı bekliyor. Sen şimdi 23 yılın sonunda 2002'de vaat ettiklerini 2025 yılında da vaat etmeye karar vermişsin. Biz Anahtar Partiyi senin bu 23 yıldır yapamadıklarının üstüne kurduk.
YETKİYİ VERİNCE ETKİYİ GÖRECEKSİNİZ!
Türkiye'de siyasetin her istediğini yaparım. İstediğimle istediğim zaman beraber olurum. İstediğime istediğim zaman düşman olurum. Ben ittifak ediyorsam hikmeti var, sen berabersen mutlaka vatan milletin aleyhine davranıyorsundur diye kendine hak gördüğü bir popülizm alanı var. Siyasetçiye kahır var. Siyasetçiye itimatsızlık var, siyasete güvensizlik var. Anahtar Parti'yi siyasete siyasetçiye bu kadar güvensizliğin, itimatsızlığın olduğu bir zamana kurduk. Bugün siyasette gördüğünüz bu kıymetli insanlar, Bilge Liderimiz, Devlet Beyimiz, Cumhurbaşkanımız, Dünya liderimiz, kudretli adamlar, her şeyi yapmaya kudretleri var. En son milletin huzuruna gelmişler, milletlerine demişler ki, ‘Aziz milletimiz, bunun evveli de var, bize bir yetki vereceksiniz. Bu yetkiyi verince etkiyi göreceksiniz. Sizi memleketin bütün sorunlarından kurtaracağız. Sofranızı büyüteceğiz. Maaşlarınızı hak ettiğiniz seviyeye çekeceğiz. Çocuklarınıza iyi eğitim vereceğiz. Sınırlarımızı bekleyeceğiz. Ülkeyi abat edeceğiz.’ AK Parti'nin Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'a söylüyorum bunu. Yani Cumhurbaşkanı'na söylerken ayırmam lazım. Onların hepsini karıştırınca risk var, Silivri'ye gidebilirim.
KİMİNİZ DEM’İN KİMİNİZ HÜDA-PAR’IN PEŞİNDE!
Sayın Adalet ve Kalkınma Partisi'nin Genel Başkanı Siz 2002'de memleketinize açıklayıp vaat ettiğiniz programı gerçekleştiremediniz. Bu Anahtar Partiler sizin 2002'deki programınızla parti kurmaya karar verdiler. 23 yıldır beklendiniz bu beşer yıllık dilimlere bölsek iktidarınızı, iktidarınızın en güçlü, en kudretli, en maharetli, en başarılı olduğu dönem en çok tenkit ettiğiniz parlamenter sistemde geçirdiğiniz dönemdir. Türk milletine nefes olduğunuz dönem ilk 2 döneminizdir. Sizin dahi mahcubiyetiniz olan, memleketinizin de derdi olacak kadar büyük sorunlara sebep olan, övündüğünüz, her derde deva olur diye savunduğunuz, ne olduğunu tarif edemediğiniz Cumhurbaşkanlığı Hükümeti sistemidir. Kendi iddialarınızın altında kaldınız. Siyaseti yüzde 50 artı 1'e mahkûm ettiğiniz için, bölücülüğe siyaseti kurban ettiniz. 50 artı 1 dediğiniz için siyaseti ilkesiz, ölçüsüz, münasebetsiz ittifaklara meze ettiniz. Kiminiz DEM'in peşinde, kiminiz HÜDA-PAR'ın peşinde siyaseti iki paralık ettiniz.
CHP’Yİ YENMEYE KONSANTRE OLABİLDİNİZ
İktidarda kalmak uğruna yapmanız gereken şeyler vardı. İktidarda kalmanıza sebep olacak, imkan olacak şeyler memleketinizin dertlerine kavuşmanızdı. Kavuşamadınız. Sorun çözmeliydiniz. Enflasyonu düşürmeliydiniz. Faizi indirmeliydiniz. Üretmenin arkasında durabilmeliydiniz. Pasaportumuzu itibarlı hale getirip ticarete fırsat ve imkân olabilmeliydiniz. Başaramadınız. Sadece CHP'yi yenmeye konsantre olabildiniz. Her seçimde CHP'yi yenmekten mutlu mesut olabilmiş sonra da seçmenlerinizin karşısına yapamadığınız her işi CHP'ye ciro edebildiniz. İşsizlik var diyen herkese Kemal Kılıçdaroğlu diyebildiniz. Faiz çok yüksek diyenlere Meral yüzünden dediniz. Memlekette bu kadar sorun var diye size itiraz eden herkese dış güçler diye sitem ettiniz. Teflon kaplanmış gibisiniz maşallah. 23 yıllık iktidarın hiçbir safhasında mesuliyet üstlenemediniz. Bizden kaynaklandı diyemediniz.
ÖCALAN’IN KAPISINA MECLİS’TEN HEYET GÖNDERDİNİZ!
2023 seçimlerinde rakiplerinizi yenmek hassasiyetini bölücülerle beraber değiliz diye ifade ettiniz. Milletinizden vekalet istediniz. Milletinizin içinde yaşadığı şartları bildiğiniz halde bu fakirliğe katlanmaları için kendi milletinizi bölücülerle beraber değiliz diye ikna ettiniz. Devlet millet düşmanlarına gülmüyoruz. Biraz enflasyon yüksek, biraz faiz var. Bunları halledebiliriz ama memleketi sahipsiz bırakamayız. Bölücüleri de sevmeyiz dediniz. Rakiplerinizi millet sinesinde bu hassasiyetlerinizle mahkûm ettiniz. Bize oy verin, bize oy vermezseniz bu altılı masanın kurmayları devletin, milletin düşmanlarıyla cumhurbaşkanlığını pazarlık konusu yapacaklar diye vicdanlara kendi iktidarınızı yük ettiniz. Kemal Kılıçdaroğlu gelirse Öcalan'la muhatap olacak, serbest bırakacak dediniz. Selahattin'i dışarı çıkaracak dediniz. HDP'lilerle pazarlık yapacak devleti beraber yönetecek dediniz. Bunlara sakın oy vermeyin dediniz. Dediniz ki alnınıza leke sürmedik. Devletin makamlarını da pazarlık konusu etmedik. Devlet millet düşmanlarını da sevmedik dediniz. Sonra milletiniz fakirliğe, işsizliğe razı oldu. Yüksek enflasyon altında çalışmaya, şirketlerini ayakta tutmaya razı oldu. Sonra Öcalan'ın kapısına meclisten heyet gönderdiniz.
KINALAYARAK GÖNDERİYORUZ, AL BAYRAĞA SARILI ALIYORUZ EVLATLARIMIZI
23 Nisan'da şehit haberi geldi. Çocuklarımıza hediye edilmiş ulusal egemenlik bayramımızın şenliği içerisinde çocuklarımız hür ve müreffeh bir vatanda yaşasınlar diye sınır boylarında evlatları şehit olan bir milletiz. Mecit Day. Milli Savunma Bakanı'nın açıklaması düştü. Drone çarptı, kurtaramadık. Cümle bu kadar. Evlatlarınızı kimin öldürdüğünü söyleyemeyecek kadar size vakar kaybettiren şey nedir? Evlatlarınıza saldıran itlere it diyemeyecek kadar… 40 yıldır teröre evlat veriyoruz. İsimlerini söylerken içimiz titriyor evlatlarımızın. Gönderiyoruz kınalayarak vatan beklesinler diye. Ay yıldızlı al bayrağı sarılı alıyoruz evlatlarımızı 40 yıldır. Dron çarptı, kurtaramadık değil. PKK terör örgütü saldırdı, bu alçaklara nefes aldırmayacağız diyeceksiniz. Muhatap olmayacağız diyeceksiniz. Bunlarla oturmayacağız, görüşmeyeceğiz diyeceksiniz. Süreç diye içine düşürdüğünüz siyaseti bu münasebetsizliği güya devam ettirmek için gösterdiğiniz acziyeti size her zaman hatırlatacağız.
BİZİM SENDEN BAŞKA HİÇ KİMSEMİZ KALMADI!
Ben cenazeye gittim. Daha önce çözüm sürecinde şehit olmuş bir kahramanımızın kuzeni, bir kız kardeşimiz. Şehit yakınlığı onları akraba ediyor birbirlerine. Namazdan çıkınca cami çıkışında karşılaştım. Dedi ki ‘bizim, senden başka hiç kimsemiz kalmadı. Eğer sen de vazgeçersen Allah katında senden davacı olacağız.’
UNUTURSAK KANIMIZ KURUSUN
Allah'a yemin olsun. Milletimiz teveccüh gösterir imkân bulursak bu Türk'ün şerefli meclisinde çocuklarımızı öldüren birini sevene bir kuruş haramdır. Kimse giremeyecek. Bu memlekette bu bugün görüştükleri ağırladıkları uğurladıkları adamlar var ya fotoğraf çektirdikleri kapılarda karşıladıkları bu adamlar, it sürüleriyle…Dağlıca ’da baskın yemişiz, evlatlarımız sıralı tabutlarla bize gelmiş. O saldırıları, o hain pusuları kuran alçaklarla bunların fotoğrafları var. Siz bu kapılarda bu adamları neyle ağırlıyorsunuz? Kandilde fotoğrafları var bunlarla. Baskınları planlamışlar. Ellerine silah vermişler. Suikast diye planladıkları pusu diye kurdukları bu alçaklıklarda son mermisine kadar vuruşmuş evlatlarımızın son mermisini bittikten sonra evlatlarımızı katleden bu alçaklarla sizin ne işiniz var? Bunları unutmayacağız, unutursak kanımız kurusun.
ŞEHİDİNİ UNUTAN MİLLET AYAKTA KALAMAZ!
Şehidini unutan bir millet ayakta kalamaz. Şehidinin şehitliğine, evlatlarından geride kalanların yaşadıklarına sırtını dönen siyaset memleket yönetemez. Siz bilmezsiniz, yaşayan bilir. Gömersiniz siyaset bilmez, biz bilmeyiz. Şehitler ölmez, vatan bölünmez dersiniz. Şehitlerimizin veda töreninden 1 saat sonra gidin bakın bakalım şehitler kimler için ölüyor, gidin bakın bakalım, mezarın başında bir garip ana, bir masum baba, nasıl büyüyeceğiz endişeleri gözlerine vurmuş küçücük çocuklar kalıyor mezarların üstünde. Sonra yıllar yılı oraya gidiyorlar hiç vazgeçmiyorlar. Sonra o çocuklar babasız, anasız büyüyorlar. Siz kimi ağırlıyorsunuz?
TERÖRÜN CANINI OKUYUN İSTİYORUZ
Terörsüz Türkiye istemiyor musunuz? Laf da böyle. İstiyoruz. Terörsüz Türkiye istiyoruz. Terörün canını okuyun istiyoruz. Teröristle nefes aldırmayın istiyoruz. Sizin bıraktıracağınız silah, elinde bırakacak silahı olmayan PKK'nın değil, Türk Devleti'ne şu anda namlularını doğrultmuş, cüretkârlığını devletle buluşturma azgınlığına düşmüş, ayartılmış PYD'nin elindeki silahları bıraktıracaksınız. KCK'yı dağıtacaksınız. Uyuşturuculuğun, insan kaçakçılığının, her türlü kuralsızlığın, her türlü melanetin organizasyonunu yapan KCK'yı dağıtacaksınız. Bizi devlet millet düşmanlarıyla görmeyeceksiniz. Gülerken görmeyeceksiniz. Sahnenin önünde de arkasında da görmeyeceksiniz. Önünde bağırırken, arkasında gülerken görmeyeceksiniz bizi. Devlet millet düşmanlarıyla vatanımızın milletin hasımlarıyla çocuklarımızın katilleriyle siyasetin alanı içerisinde bir imkân bulursak devletin milletin imkanlarından bir kuruşu bunlara haram edebilmenin maharetiyle göreceksiniz bizi.
DOST OLUP DÜŞMAN OLMADIKLARI KİMSE KALMADI
Millet niçin siyasetçiye kızıyor biliyor musunuz? Bu siyasetçilerin diyorlar, sevgisine itimat edilmez, düşmanlığına itimat edilmez, dostluğuna itimat edilmez. Dost olup düşman olmadıkları, düşman olup dost olmadıkları, sevip sövmedikleri, sövüp sevmedikleri bir tane adam kalmadı diyorlar. 23 yıllık iktidarın 50 artı 1 ilkesizliğinin de sebep olduğu bir şeydir bu. Kazanmak için her yolu mübah görmenin, kazanayım da sonra düşünürüz diyebilmenin ilkesiz siyasetin sebebidir bu. Biz yapınca bir hikmeti vardır. Siz yaparsanız mutlaka devlet düşmanısınızdır diyen keyfiyle de itiraz ediyoruz. Ben söylesem bu salona hiçbiriniz gelmezdiniz. Ama memlekette her şeyi söylemeye hakkı olan bir siyaset var.
SİZİN HUZURUNUZA DEVLET MİLLET DÜŞMANLARIYLA OTURMUŞ OLARAK GELMEDİM
Bu koca memleketi ayağa kaldıracağız. Hem de ilkeli siyasetle. Dün öyle diyordunuz, bugün böyle diyorsunuz diye bir tane bagajımız yoktur bizim. Allah'a hamdolsun ki ben sizin huzurunuza devletin, milletin düşmanlarını daha önce övmüş, onlara gülmüş, onlarla oturmuş, onları sevmiş, onları sevenleri sevmiş bir adam olmak gibi bir utançla gelmedim. Allah'a hamdolsun. Kendimi bildim bileli bu hassasiyet koordinatlarında duruyorum. Biz Türk Milleti Adana, 85 milyonu ayırmadan, kayırmadan, kimlik derdine, mezhep meşrep, aidiyet tartışmasına düşürmeden memleketi ayağa kaldırabilmenin hazırlığındayız.
KIBRIS’TA AKSAKALLILAR TEŞKİLATINI TOPLAYARAK OLMAZ
Güney Kıbrıs'taki yığılmayı görüyoruz. Putin'in bizim harici yerimize mesaj vermek için Türk Devletler Teşkilatı'nı boşa düşürecek şekilde ayartıp da bağrımıza sapladığı hançeri görüyoruz. İlham Aliyev'e teşekkür ediyoruz. Antalya'dan hiç değilse bu Türk Devletler Teşkilatı'nın sebep olduğu ağır travmaya itiraz edebilmiştir. Kıbrıs'ta aksakallılar teşkilatını toplayarak olmaz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti iradesine himaye görmek isteriz. Ahmet Şara bizsiz nefes almıyor diyorsunuz. Bizsiz nefes almıyor diyorsanız Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin Dışişleri Bakanı'nı Suriye'de bayrağı ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti bayrağı ile ağırlatacaksınız. İsrail, Güney Kıbrıs'a güvenliğini sağlama programı dolayısıyla hamlesi var göreceksiniz. O hamleyi bozacaksınız. Neyle karşı karşıya olduğumuzu biliyoruz. İsrail'in güvenlik programının tıkır tıkır çalıştığını görüyoruz. Suriye'de Amerika'nın memnuniyetini görüyoruz. Suriye'de İsrail'in davul zurna çaldığını görüyoruz.
İSRAİL’DEN KORKAN İSRAİL’DEN BETER OLSUN!
İsrail'den korkan, İsrail'den beter olsun. Kimsiniz siz? Bizim her gün o azgınlıktan hissemize düşeni bilin istiyoruz. İsrail sadece Gazze'yi vurmuyor. Her gün Türk'ün haysiyetini vuruyor. Türk'ün namusunu vuruyor, Türk'ün vakarını vuruyor. Türk'ün kudretini vuruyor her gün. Her gün İsrail bir yeri bombaladığında aslında Türkiye diyor ki bugün namusunuzu, yarın şerefinizi, öbür gün vakarınızı, kudretinizi vuruyorum. İsrail'in güvenlik programı çalışıyor. İsrail sınırlarımıza doğru yaklaşıyor. Yaklaşsın, biz de İsrail'e yaklaşıyoruz. Problem yok.
DİNDARLIĞIMIZIN AHLAKI LAZIM NASİHATI DEĞİL
Milliyetçiliğimiz hazine doldurmalıdır. Milliyetçiliğimiz çocuklarımızın hayallerine kavuşmalıdır. Paramızı değerli kılmalıdır. Pasaportumuz itibarlı olmalıdır. Milliyetçiliğiniz bunu sağlamalıdır. Üniversiteleri gürül gürüldür ülke. Hapishaneleri boş, hastaneleri boş, spor alanları, mesire alanları, kütüphaneleri cıvıl cıvıl bir memleket kurabilmelidir milliyetçilik. Dindarlık yolsuzluğun pençesine düşmüş bir ülkeyi yolsuzluğun pençesinden alabilmeli, tasarrufun, üretimin kalesi haline getirebilmelidir. Dindarız. Dindarlığımızın ahlakı milletimize lazımdır, nasihati değil. Kürsülerde ayet, hadis okuyarak memlekette siyasi program tatbik eden siyaset yerine ahlakı memlekete bolluk olacağın dindarlık lazım bize. Ahlakı memlekete bolluk olacak, adalet olacak, sofrayı büyütecek dindarlık. Cumhuriyeti halkla buluşturacaksınız. Cumhuriyeti nimet gibi ödeyeceksiniz, koruyacaksınız. Çocuklarımızın Kayseri'den çıkıp cumhurbaşkanı olmasına imkân veren şeyin cumhuriyet olduğunu unutmayacaksınız. Cumhuriyeti çocuklarınızın hayalini korur gibi koruyacaksınız. Cumhuriyeti çocuklarınıza fırsat eşitliği diye sunulduğunu bildiğiniz için o fırsat eşitliği gibi görüp muhafaza edip evlatlarınıza sağlam teslim edeceksiniz. Cumhuriyeti demokrasiyle taçlandıracaksınız. Yoksa İran da cumhuriyettir. İran da cumhuriyettir. Rusya da cumhuriyettir. Başka ülkeler var. Demokrasiyle hiç alakası olmayan cumhuriyetler var.
85 BİN DOYMAZ ADAMA YETEMEDİK
Allah nasip ederse önümüzdeki dönemin namzetiyiz. Kocaman bir memleketteyiz. 85 milyonuz 850 milyona yeteriz. Ama 85 bin doymaz adama yetemedik. Her rengiyle memleketi sarıp sarmalayacağız. Bu bizim ailemiz. Kendi ailemizi korur gibi koruyacağız memleketimizi. Biz bu memlekette yargının üstüne düşmüş siyaset gölgesini kaldırırız. İktidar Partisi'nin HSK'ya atama hakkı üzerinden anayasa mahkemesine atama yapma hakkı üzerinden yargının üstüne düşen siyaset gölgesini kaldırırız. İstatistik kurumu diye bir kurumu vardır devletin. Dünyanın en saygın istatistik kurumu halde getirebiliriz. Mülakat adaletsizliğini kaldırırız.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.