Özgür Özel'den Erdoğan'a: "Gelin İstanbul seçimini yenileyelim"
Marmara Kapalı Ceza ve İnfaz Kurumu'na yaptığı ziyaretin ardından basın mensuplarının sorularını cevaplayan CHP lideri Özgür Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ''İstanbul'un bir kez daha Fetret Devri yaşamasına razı olmadıklarına'' ilişkin sözlerini değerlendirdi. Özel, ''Ekrem Başkan'ı türlü iftiralarla alıp buraya (Silivri) koydular. Gelin İstanbul seçimlerini yenileyelim. Sadece İstanbul değil her yerde yenileyelim. Kendine güveniyorsa hodri meydan!" dedi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, tutuklu CHP'nin Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu'nun da aralarında bulunduğu çok sayıda ismi Marmara Kapalı Ceza ve İnfaz Kurumu'nda ziyaret etti. Görüşme sonrası basın mensuplarına açıklama yapan Özel şunları söyledi:
"Bugün Silivri Cezaevi'nde yaklaşık yedi saatlik bir sürede 15 arkadaşımızı ziyaret ettik. İlk başta tabi Sayın Osman Kavala'ya bir yer ayırmam gerekir. Belli bir süredir, yaklaşık iki üç aydır Sayın Kavala ile milletvekilleri dahil görüşmelerine onay verilmiyor. Bunu iyiye yormak istiyoruz. Yani yoksa böyle bir hakkın kısıtlanmasını kabul etmek mümkün değil. Ancak hem Avrupa Konseyi'nde karşımıza en çok çıkan konulardan bir tanesi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına rağmen Sayın Kavala'nın özgürlüğünden mahrum edilmiş olması hem de bir diğer yandan Sayın Kavala burada benim de takip ettiğim bir duruşmada hakimlerin Türk milleti adına deyip bütün salonu ayağa kaldırdığı bir noktada verdiği karar beraatti. O gün herkes salındı, Sayın Kavala'yı casusluk suçlamasıyla tuttular. Casusluktan daha sonra beraat etti. Bunun altını çizmek lazım. Ama daha sonra açılan yeni Gezi davasıyla bir daha ceza verdiler. Bu artık neredeyse bir kişisel husumete dönmüş, inatlaşmaya dönmüş bir noktadaydı. Son süreçte dünyayla kurulmaya çalışılan ilişkiler, içinde bulunan süreç değerlendirildiğinde Sayın Kavala'yla ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının uygulanması noktasında bir adım atılacağına ilişkin olumlu bir beklenti var. Ve bu görüşmelerin de herhalde bu sebepten sınırlandırılmasının aslında yakında çıkacak olumlu bir kararın önünde olumsuz atmosferin dile gelmemesi için olduğu ifade ediliyor. Ümit ederim böyledir. Herhalde bu kadar ciddi bir hak ihlaline uğramış birisinin bir gün daha, sekiz dakika daha burada tutulmasının kabul edilebilir bir tarafı olmadığını söylemek lazım.
''CAN ATALAY'IN MECLİS'E GELMESİ LAZIM''
Can Atalay'ı ziyaret ettim. Can Atalay hakkında da kendisi Hatay'ın seçtiği milletvekili. Sayın Bahçeli'nin yemine davet ettiği milletvekili. Meclis'in İnsan Hakları Komisyonu'na seçtiği milletvekili, ama birileri onu tuttu ve salmadı büyük bir hak ihlali var. Ve Anayasa Mahkemesi de bunu tespit etti. Bu Anayasa Mahkemesi'nin bu tespiti uyarınca Can Atalay'ın Meclis'e gelmesi lazım. Ve buradan Meclis Başkanı'na şunu hatırlatmak gerekiyor bir kez daha Sayın Başkan'a, kendisi komisyona da başkanlık ediyor. O komisyon bu önümüzdeki dönemde birtakım yasal düzenlemeler yapacak ama bu arkadaki binada olanlardan ve yasal düzenleme olmaksızın oradan çıkması gereken birisi Can Atalay. Çünkü Meclis'imizin milletvekili kendi. Yani bu kadar zorlu bir süreçte, bu kadar kritik meseleye bu kadar hassas mayınlı konulara Meclis Başkanı komisyonla birlikte adım atmaya niyet etmişken ve hepimiz de o komisyona üye vermişken İYİ Parti'nin kendi takdirindeki pozisyonunu ayrı tutalım tabii hani demesinler ki 'bütün Meclis', İYİ Parti ayrı bir karar verdi. Ona da saygı duyuyoruz kararlarına ama Can Atalay nasıl içeride duracak? Sayın Numan Kurtulmuş bunu kendi vicdanına nasıl izah edecek? Türkiye kamuoyuna nasıl izah edecek? Dünyaya nasıl izah edeceğiz? Bu konuda da bir adımın bir an önce atılması gerekiyor.
''BURADAKİ MESELENİN İKİ TANE AYAĞI VAR''
Sayın Merdan Yanardağ'la görüştüm. Dördüncü kez cezaevinde. Biri 80 öncesi yani 12 Eylül darbecileri atmıştı, FETÖ'cüler içeri atmışlardı Sayın Merdan Yanardağ Ergenekon, Balyoz diye Muğla'da cezaevinde ziyaret etmiştik kendisini. Sonra ağzından çıkan bir lafla PKK propagandası yapıyor diye içeri atılmıştı. FETÖ'cülerin attığı davadan beraat etti. Alacaklı. En son ağzından çıkan bir sözü PKK terörü övme diye çarpıtıp alıp içeride 104 gün tutmuşlardı, oradan da beraat etti. Hatta tazminat kazandı. Şimdi 19 Mart darbecileri içeri attı. Eninde sonunda bundan da beraat edileceğine şüphe yok ama tekrar bir haksız tutuklamayla karşı karşıya. Buradaki meselenin iki tane ayağı var. Bir tanesi Ekrem Başkan'ı mevcut iddialarla tutamayacaklarını arkadaşlarımızı görenler, bir yedeklemeyle bir casusluk girişimine geldiler ve orada Merdan Bey de bu işin içinde haksız yere olmayacak bir şekilde suçlanıyor. Ama diğer meseleyi de gözden kaçırmayalım. O da Tele1'i kapatmak için RTÜK üzerinden önceki RTÜK Başkanı, 50 takla attı, 50 takla attırdı kurum hukukuna, Tele1'i kapatabilmek veya lisansını iptal edebilmek için. Onu beceremediler. Şimdi Türkiye'deki gerçek anlamda muhalefet yapan ve muhalefetin sesini duyan, duyurmaya çalışan kanallardan bir tanesine çökmüş durumdalar. Mesele önümüzdeki seçime yönelik, muhalefetin sesini kısmaya, Tele1'in sesi kısmaya yönelik bir meseledir. Tabii utanmazlığın dik alasındayız. Öyle bir noktada ki bir kere Merdan Yanardağ'ın değil işte oğlu varmış diye aile şirketi muamelesi yapıyorlar. Bir suç olsa suçun şahsiliği olur. Sen kanala nasıl gidiyorsun kayyum atıyorsun? Kayyum bir kanal kötü yönetiliyorsa, iyi yönetilsin diye atanır. Mahsur varsa o kişilerin yönetmesinde mahsursuz biri atanır. Ama kayyum gelip de kanalı yayın politikasını nasıl değiştirir? Sen kimsin değiştiriyorsun? Ama kanalın yayın politikasını değiştirmeye yönelik fevkalade saçma sapan bir tutum içindeler ve pazartesi gününden itibaren yeni getirdikleri kanalı göreceğiz bakalım herhalde kendilerince yerli, milli bir şeye çekecekler bu yerliliği ve milliliği bir tek kendilerine layık görenler. Gerçekten utanmazlığın dik alası bir muameleyle karşı karşıyayız.
''MÜTEAHHİTLERE ALACAKLARINI ÖDEMEM DİYENLERİ BURADAN İFADE ETMEK LAZIM''
Bunun yanında tabii çok sayıda arkadaşımızı ziyaret ettik ama buradan hassas bir noktaya dikkat çekmek isterim. Gaziosmanpaşa Belediye Başkanımızı almışlardı. Biliyorsunuz aynı bazdan çektiniz dediler, üçü de felaket olarak savcılığın karşısına cevaplar verilince çıktı. İddianamede de artık oranın terk edildiği, göreceğiz önümüzdeki günlerde. Yargılamada o düşecek. Hakan çıkacak ama Hakan çıkarsa nereye gidecek? Gaziosmanpaşa Belediye Başkanlık koltuğuna gidecek. Oraya bir vekil seçmişlerdi AKP utanmadan, Gaziosmanpaşa Hakan'ı seçmişti. Kumpasla içeri alıp Meclis çoğunluğundan oraya bir vekil seçmişlerdi. İnsan aday göstermeye utanır. İşte o vekil oradan gitmesin diye şimdi bakalım Hakan'a buradan da böyle üçte üç çöktüler, demin söylediğim baz kayıtlarıyla. Şimdi Gaziosmanpaşa Belediyesi o vekil Gaziosmanpaşa Belediyesi'ne müteahhitleri çağırıyor Gaziosmanpaşalı müteahhitleri Hakan hakkında gidin savcılığa bir şey söyleyin. Hakan çıkmasın. Savcılıkla iş birliği halinde. Hakan'a iftira atmazsanız alacaklarınızı ödemem diyen bir rezaletle karşı karşıyayız. Hatta Sayın Başkan sistem bağlansın Hakan'a sorabilir Sayın Savcı. Ya da istiyorsa bana sorsun ben ismini söyleyeyim. Bir iş adamına diyor ki Hakan Bahçetepe'ye iftira at. Ben buna rüşvet verdim de ödeme al. Ne ödeme alması? Adam ödememi geciktirdi diye ben icraya verdim mahkemelik oldum Hakan Bahçetepe'yle diyor. Geçmişten alınan bir ihale işte kendilerince incelediler herhalde. Ben diyor, ne rüşvet vermesi, davalık oldum, kavga ettim ben Hakan Bahçetepe'yle diyor ama namuslu bir adam, diyor ki ben bu iftirayı atmam bir yandan savcılık eğer kendi bu işi koordine ediyorsa o koordine etmeye devam etsin ben de duruma vaziyet etmeye devam ediyorum. Haberi yoksa derhal Gaziosmanpaşa Belediye Başkan Vekili'ni ve oradaki yöneticileri çağırdıkları müteahhitler üzerinden hazır belediyenin de kayıtlarını alsınlar, çağırılan müteahhitler, müteahhitlerin ifadelerini alsınlar, çıkması gerekeni çıkarıp girmesi gerekeni içeri soksunlar. Suçsuz bir insana iftira atmak için müteahhitlere alacaklarını ödemem diyenleri buradan ifade etmek lazım.
Ekrem İmamoğlu ve arkadaşlarımıza casus diyenlerin yarın aynı uygulamalarını ispat edeceğimiz kendi dünya kadar partililerin casusluk suçlamasından nasıl kurtaracaklar, onu otursunlar, bir düşünsünler. Aynı arkadaşlarımıza haksız yere iftira atanların günü geldiğinde nasıl geçmişte FETÖ'cülerin iftiracıları girdiler, burada cezalarını çektiler, tüm iftiracılara ve onları iftiraya zorlayan tüm mekanizmaya geçmişte yapılanların nereye vardığını bir kez daha hatırlatmak isterim."
''GELİN İSTANBUL SEÇİMLERİNİ YENİLEYELİM''
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ''İstanbul'un bir kez daha Fetret Devri yaşamasına razı olmadıklarına'' ilişkin sözlerini değerlendiren Özel, şunları söyledi:
''İstanbul'un hangi devirde kimin tarafından yönetileceğine ülkenin Cumhurbaşkanı, son seçimlerin kaybetmiş bir partinin genel başkanı karar vermez. İstanbullular karar verir. Kazanacaksan İstanbul'u, ana kademeyle, gençlik kollarıyla ve kadın kollarıyla sıkı çalışıp kazanacaksın. Ben öyle yaptım. Doğru adaylar belirleyeceksin. Ben öyle yaptım. Adayının arkasında duracaksın. Ben öyle yaptım. İstanbul'u biz kazandık. Şimdi bunlara güvenmiyor. Yargı kolları kurmuş. Yargı kolları başkanı marifetiyle İstanbul'a Ekrem İmamoğlu'na CHP'yi yönettirmeyecekmiş. Bunu doğrudan suçüstü hali, siyaseten suçüstü haliyle milletimize şikayet ediyorum. Suçüstünde yakalanınca nasıl hemen alınır, gereği yapılır, cezası verilir, millet de bunun cezasını verecek Erdoğan'a. Başka çaresi yok. Siyasi suçüstü halindedir. Millet bunu yakalamıştır. Ve ilk seçimde cezasını verecek.
Ben Sayın Erdoğan'ın bu ifadelerine değil, bu öğrenememe haline şaşırıyorum. Kardeşim sen İstanbul'u yıllarca ya yönettin ya yönettirdin. Millet yetkiyi size verdi. Kimse bir şey demedi. İstanbul'un fikir değiştirdi. Senden aldım, Ekrem'e verdim dedi. 13 bin 600 farkla İstanbul'u sana yönettirmem dedi mi dedi. Öğrenememe halini hatırlayalım yani. Millet dedi ki, Osmanlı tokadı vuracağız dediler Ekrem'e 24 Haziran'da. Millet onlara demokrasi tokadını vurdu. Fark 806 bin oldu mu? Oldu. Sonrasında beş yıl boyunca hazımsızlık. Belediye otobüsünü çekiyorlar, bir set kuruyorlar, yani milleti kandırmak için film çekiyoruz diye otobüs yakıyorlar. Bunun videosu yok, İETT otobüsü yandı diye sosyal medyada algı yapıyorlar. Yürüyen merdivene taş sıkıştıranları herhalde ben göndermedim CHP olarak. Her türlü hazımsızlık. Gittik seçime, bu sefer fark oldu mu bir milyon 100 bin. Bu sefer de döndüler. Efendim Ekrem Başkanı türlü iftiralarla alıp buraya koydular. İstanbul'u yönettirmiyor. Yani bu öğrenememe haline çıldırıyorum ben. Ne olacağı belli. Gel hodri meydan hemen İstanbul seçimlerini yenileyelim, ben bugün hemen kabul ediyorum. CHP de bütün belediye meclis üyelerini istifa ettirsin. AK Parti'de aynı anda istifa ettirelim. İstanbul seçimlerini yenileyelim. Gelsin düzenleme getirsin. Meclis'ten bir şey geçirerek yenileyelim. Sadece İstanbul'u değil, istiyorsa hadi hodri meydan, Adana'yı da yenileyelim, Antalya'yı da yenileyelim. Nereye saldırıyorsa yenileyelim. Millet versin kararı. Güveniyorsa kendisine hodri meydan.''
Bolu'daki Grand Otel yangını davasında çıkan sonuç hakkında açıklama yapan Özel, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'un görevde olmasını eleştirdi.
Öte yandan Kocaeli'nin Gebze ilçesinde çöken 7 katlı binaya ilişkin çalışmaları da takip ettiğini bildiren Özel, ''Binanın yanına Ulaştırma Bakanlığı'nın U'sunu koysunlar. Allah için söyleyelim bu belediye CHP'li belediye olsaydı şu anda belediye başkanı neredeydi? Bakan hala pişkin pişkin oturuyor" dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.