Ağıralioğlu: Çözülemeyen bir liyakat sorunu var

Ağıralioğlu: Çözülemeyen bir liyakat sorunu var
Anahtar Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu'ndan Kahramanmaraş'ta dikkat çeken açıklamalar geldi.

Anahtar Parti Lideri Yavuz Ağıralioğlu, Pençe Kilit Harekâtı Bölgesinde dron çarpması sonucu şehit olan Piyade Uzman Onbaşı Berat Mecid Day ile ilgili Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’e tepki gösterdi. Ağıralioğlu, “Yahu evladımıza drone çarptı ne demek? Evladımız gökyüzünde geziyordu da drone'la mı çarpıştı? Ne biçim konuşuyorsunuz?” dedi. Ağıralioğlu, hükümete de İmralı üzerinden eleştirilerde bulundu. Ağıralioğlu, “Sıra dağlar gibi evlatlarımızı gönderiyoruz. Ay yıldızlı al bayrakların altında teslim alıyoruz evlatlarımızı. Kınalı kuzular olarak gönderiyoruz. Sıralı tabutlarla alıyoruz onları. 40 yıldır sıralanmış tabutların içerisinde evlatlarımızın gözyaşlarına rağmen bir gün PKK'ya kızıp, kürde kem söz etmedik. Bir gün teröristlere gülersek kanımız kurusun. Siyaset kurumuna sesleniyorum. Boş zamanlarınız vardır, devlet millet düşmanlarıyla görüşmekten artan. Tabuta sığmayanlar diye bir belgesel var. Oturun izleyin. Belki utanırsınız. Bizden utanmıyorsunuz belki tabuta sığmaz evlatlarınızdan utanırsınız” diye konuştu.

Anahtar Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu, 6 Şubat 2023 depremlerinin merkezi olan Kahramanmaraş’a geldi. Kahramanmaraş Kapıçam Deprem Şehitliği’nde 6 Şubat’ta hayatını kaybedenlerin kabrini ziyaret eden Ağıralioğlu burada mezarlıklara karanfil bıraktı ve dua etti. Ağıralioğlu, daha sonra partisinin Mehmet Akif Ersoy Kongre Merkezi’nde düzenlenen Halk Buluşması’na katıldı. Ağıralioğlu’na Anahtar Parti Genel Başkan Yardımcıları, Kahramanmaraş İl Başkanı Fatin Rüştü Kayıran ve diğer teşkilat mensupları eşlik etti. Vatandaşlar tarafından coşkuyla karşılanan Ağıralioğlu, burada yaptığı konuşmada özetle şunları söyledi:

HÜZNÜN ÜSTÜNE KURDUK PARTİMİZİ
“28 Ekim'de kurduğumuz partimiz parti hevesimizin değil memleket mücadelemizin meşalesidir. Partimizi partilerden illallah edilmiş bir zamana kurduk. Kurduğumuz partimizi siyasete siyasetçiye en çok kahır olduğu zamana kurduk. Siyasetin, siyasetçilerin sevgilerine de itimat edilmez. Dostluklarına da itimat edilmez. Kavgalarına da itimat edilmez. Söyleyip de tersini söylemedikleri, tersini söyleyip de düzüne insanları davet etmedikleri, her laflarının tersini, her işlerinin tersini yapabilmeyi kendileri için hak gören bir şımarıklığın üstüne kurduk partimizi. Söz verilmiş, tutulmamış, hayal kırıklığının üstüne kurduk. 23 yıldır iktidarda tutulmuş da umulanlar bulunamamış hüznün üstüne kurduk partimiz. Adalet diye yola çıkılmış da adalet inşa edilememiş, millete adalet buldurulamamış adaletsizliğin üstüne kurduk partimiz. Tasarruf diye yola çıkılmış, israfa memleket kurban edilmiş, tasarruf beklentisinin üstüne kurduk partimizi.

40 BİN KİŞİYİ ÖLDÜRÜRSENİZ SAYIN DİYORLAR!
Siyaset tarihimizde kendisine bu kadar iktidar imkânı sunulabilmiş, arkasında bu kadar milletin umutla durabildiği ve iktidarda tutulabilmiş başka bir parti yoktur. Adalet ve Kalkınma Partisi, Türk siyasetinin hem aralıksız iktidar olmak cihetiyle hem de milletin ümitlerinin bu kadar uzun zaman bir insan lehine tutulabildiği bir dönemi temsil ediyor. Ama milletin hissesine düşen şey, bu sevginin, bu itimadın, bu güvenin hak ettiği değildir. İktidarı 23 yıldır desteklemek, 23 yıldır iktidarı iktidarda tutarak ümit etmekten başka kabahati olmayan bu milletin hissesine düşen şey fakirliktir, işsizliktir, yüksek enflasyondur, adaletsizliktir, liyakatin gözden çıkarılıp sadakatle memleketin bu hale getirilmişliğidir. Siyasetin ilkesizliğinden hissesine mahcubiyet düşmemiş bir tane konumuz yoktur bizim. Bir tepsi baklava çalarsanız hırsız oluyorsunuz. Bir milyar dolar çalarsanız beyefendi diyorlar size. Bir kişiyi öldürürseniz katil oluyorsunuz. 40 bin kişiyi öldürürseniz sayın diyorlar size. Yapanın yanına kar kalmış bu düzen değişecek. Bir aynaya bakar gibi bakarak konuşuyoruz. Bu önümüzdeki dönem ne yapacağımızı ne yapmayacağımızı bu 23 yıllık iktidarın iyilerini, kötülerini, eksiklerini, fazlalarını muhasebe ederek iktidar imkanını arıyoruz.

İSTEDİKLERİYLE DOST İSTEDİKLERİYLE HASIM OLUYORLAR
Yapın kalın kardeşim. Hazineyi doldursaydınız da kalsaydınız. Ülkedeki enflasyon batağından kurtarsaydınız da kalsaydınız. Cari açığı kapatsaydınız bütçe disiplini sağlasaydınız, kalsaydınız. Sizi sevmekten başka hiçbir kabahati yoktu milletinizin. Sizden ümit etmekten, sizden ummaktan başka hiçbir kabahati yoktu milletinizin. İstedikleri zaman istekleriyle dostlar oluyorlar. İstedikleri zaman isteklerine hasım oluyorlar. Siz hasım olmayınca da size de hasım oluyorlar.

35 SENEDİR MİLLET DÜŞMANLARINA GÜLMEDİM!
2023 seçimlerinde ben masadan kalkmak zorunda kaldım, Cumhurbaşkanlığı makamını devlet millet düşmanlarıyla pazarlığı konusu etmek için. Türk devletinin vakarını haleldar eder. Siyaset yapmak. Ben böyle bir lekeyi Türk siyasetine de Cumhurbaşkanlığı makamına da Türk milletine de düşürmeyeceğim. Böyle bir lekeyi sürmeyeceğim. 53 yaşındayım. 35 senedir siyaset yapıyorum. Bu 35 senede Allah'a hamdolsun, milletin düşmanlarına gülümsemedim. Vatanın, milletin hasımlarına gülmedim. Güleni sevmedim. Sevenleri sevmedim. Selam duranlara eyvallah etmedim. Öyle de dedim, böyle dedim diye istihzar edilirse bir tane milletimin utanacağı, utanmayacağı laf demedim.

ZALOĞLU RÜSTEM GIBI KONUŞANLAR…
Kürsülerde Zaloğlu Rüstem gibi konuşan kişiler, daha 2 sene önceki seçimde diyorlardı ki; Bu altılı masadakiler iktidar olursa Öcalan'ı serbest bırakacaklar, Demirtaş'ı serbest bırakacaklar, Kavala'yı serbest bırakacaklar. Devlet millet düşmanlarına gülmüyoruz dediler biz. Devletin milletin hasımlarıyla birlikte siyaset yapmıyoruz. Onlarla konuşmuyorsunuz dediler. Millet fakirliğe razı oldu. Yüksek enflasyon var, fakirliğe razıyız. Geçinemiyoruz, kıt kanaatle yaşamaya razıyız. Devletin milletin düşmanlarına gülmüyorsunuz. Devlet millet düşmanlarıyla oturmuyorsunuz. Kandil'in meclisteki bölgelerine selam veriyorsunuz. Selam verenlerle de mücadele ederek diye millet boyutunda iktidar avansı verdi.

PKK PAÇAVRALARIYLA MEYDAN OKUMALARA İMKAN VERECEĞIZ DESEYDİNİZ DE, MARAŞ SIZE NE YAPIYOR GÖRSEYDİNİZ
Başa gelen budur: Öcalan'ı meclise çağıracağız. Umut hakkından bahsediyorsunuz. Gelin mecliste konuşun, terörün bittiğini söyleyin, bir süreci başlatın. Bu başlayan süreç, biz söylesek bu salona kimse gelmiyordu. Ben böyle bir laf etsem, böyle bir tahminde bulunsam, yani mevcut hükümet böyle bir şey demeden ben desem ki benim böyle bir tahminim var. Bu Cumhur İttifakı, Milliyetçi Hareket Partisi ve AK Parti… Bugünkü dönemde böyle yapacaklar diye bir tahminde bulunsam bu salona hiçbiriniz gelmezdiniz. Madem bu yaptığınızı çok savunuyorsunuz, Maraş meydanına 2023 de geldiğinizde ‘Aziz Kahramanmaraşlılar, bizi seçerseniz Öcalan'ı meclise çağırmayı hedefliyoruz’ diyeydiniz. Öcalan’ı meclise çağıracağız umut hakkından yararlanabilir diyeceğiz, o heyeti Irak'a göndereceğiz. Bu PKK paçavralarıyla meydan okumalara imkân vereceğiz deseydiniz de, Maraş size ne yapıyor görseydiniz.

HARAMA İMKAN BULUNUYORSA ÖNÜNÜ HELALLE KAPATIRIZ
Anahtar Parti’nin hissesinde partime ne düşer yok, milletim ne kazanır var, devletim ne bulur var. Biz şimdi görüyoruz, nöbetteyiz endişe etmeyin. Cumhurbaşkanımız da duysun; endişe etmeyin biz varız. Harama imkan bulunuyorsa önünü helalle kapatırız. Yalan kendisine imkan bulup kudret bulmuşsa doğruluk yalanın bileğini büker evelallah. Adalet gecikiyorsa hızlandırırız evelallah! Hazine boşsa doldururuz evelallah! Kamu ihale kanunu düzeltiriz evelallah! Yargının üstündeki siyaset gölgesini kaldırırız evelallah! Türkiye İstatistik Kurumu'nu sadece Türkiye'nin değil dünyanın en itibarlı İstatistik Kurumu haline getiririz. Ölçerken doğru ölçer, yaparken doğru yaparız evelallah. Ölçerken hile yapıyorsunuz. Ölçerken yanlış ölçtüğünüz için düzeltemiyorsunuz. Siz yanlışı, ölçerken yapıyorsunuz.

DEVLETİN MİHENGİ ADALETTİR
Adaleti ne bozdu? Siyaset bozdu. Nasıl bozdu? Adaleti herkesin hakkını koruyan bir mekanizma olmaktan çıkaran şey nedir? Siyaset kurumu şöyle davrandı adalet mekanizmasına. Ben milleti koruyorum, siz beni koruyun demeye karar verdi. Adaleti o bozdu. Halbuki siz milletinizi koruyun demesi lazımdı. Devletin mihengi adalettir. Milletin ayakta kalmasına imkân adalettir. Yani bizim insanlığa cevabımız adalettir. Devlet yaşayacaksa adalet yaşayacak. Millet ayakta kalacaksa adalet de kalacak. Adalet herkesin sığındığı liman olursa devlet ayaktadır. Denetleyecek olan adamları atarsanız sizi denetleyecek olanlar sizi nasıl denetleyecek?

TEFLON TAVA GİBİLER
Bizimkiler mazeret ağası. Hep mazeretleri var. Enflasyon var diyorsun, Kemal Kılıçdaroğlu yüzünden diyor. Faiz var diyorsun, Meral Akşener yüzünden diyor. Memlekette işsizlik var diyorsun, hep bu muhalefet yüzünden diyor. Ya bu memleket bu kadar derdin içinde nasıl ayakta kalacak diyorsun, dış güçler diyor. Teflon tava gibiler, hiçbir şey yapışmıyor maşallah. Şu da bizden oldu, şunun sebebi biziz. Kusura bakmayın yok. 23 yıldır iktidardalar. İktidarda oldukları bu 23 yıldan hissemize düşenleri söylüyorum. Allah fakirleri sever. Bak son, finale bakın. Allah selamet versin. Hiç değilse nasihat ediyor yani. Cumhurbaşkanımız Bakara suresinde ayet okuyor bize, mealen diyor ki, Rabbimiz bizi sevdiklerimizden eksilterek sınayacaktır. Mallarınızdan, canlarınızdan, evlatlarınızdan yani sevdiklerinizden eksilterek sınayacaktır, sabredenlere müjdele. Yani bizim parayı siyasetçiler yiyorlar ama bize Allah'ın imtihan ettiğini söylüyorlar bize. Devletimizin sorunları var çözmezsek devlet sorunumuz var. Milletimizin sorunları var çözmezsek millet sorunumuz var.

250 YILDIR ÇÖZEMEDIĞIMIZ BIR LİYAKAT SORUNU VAR
Dindarlarımızda gevşeklik var. Milliyetçilerimiz bu ülkenin teminatıydılar. Milliyetçilerimizde vizyonsuzluk ve tembellik var. Dervişlerimiz bir lokma bir hırka sembolüydüler. Dervişlerimiz mal yığıyorlar. Solcularımız işbirlikçi çıktılar. Sağcısı, solcusu, dindarı, hacısı, hocası, öğretmeni, bürokratı aşınma var Türk milletinde. İnsan kalitemizde muazzam bir bozulma var. 250 yıldır çözemediğimiz bir liyakat sorunu var.

SİYASETİ DOKTORLUK KURUMUNA BENZETİYORUZ
En büyük meselemiz meselelerimizin çözümsüzlüğü üzerinden para kazanmayı hak gören yeni nesil siyasetimizdir. Anahtar Parti sorun çözebilen devlet vaat ediyor. Anahtar Parti bilene sorabilen, bilenin dediğini yapabilen, yaptığının hesabını verebilen devlet vaat ediyor. Biz bu memlekette siyaseti doktorluk kurumuna dönüştüreceğiz. Nasıl ki bir doktor hastasına neye inanıyorsun? Hangi mezheptensin? Hangi meşreptensin? Gece teheccüd namazına kalkıyor musun? Oruç tutuyor musun? Sünni misin? Ne olduğunu sormadan tedavi ediyorsa, devlet milletine neye inandığını sormayacak. Neye ihtiyacı olduğunu soracak. Siyasetli doktorluk kurumuna benzetiyoruz. Siyaset yerinde durmadığı için bu kadar sorun başımızdadır.

DRON ÇARPTI NE DEMEK?
Şimdi DEM heyetini ağırlıyorlar. Eskiden Kandilin temsilcisi diyorlardı bunlara. Devlet millet düşmanı, PKK'lılar diyorlardı. Şimdi evlatlarımız gün aşırı şehit ediliyor. Milli Savunma Bakanı'nın söyleyemediğini, söylemekten imtina ettiğini söylüyorum. ‘Evladımıza drone çarptı, kurtaramadık.’ Yahu evladımıza drone çarptı ne demek? Evladımız gökyüzünde geziyordu da drone'la mı çarpıştı? Ne biçim konuşuyorsunuz? Evlatlarınıza bu alçak suikastı yapan itlere it diyemiyorsunuz da… Yaşar Güler Bey'in, Milli Savunma Bakanımızın diline alıp da PKK'lıların saldırısı sonucu evladımız şehit oldu diyemediği Mecit Day kardeşimin cenazesine gittim şehadetini uğurlamaya. Daha önce şehit edilmiş çözüm sürecinin şehirleri kurtarmak için verdiğimiz kahraman evlatlarımızın birinin yeğeni geldi. Dedi ki, ‘bir sen kaldın’ ağlayarak ‘Eğer sen de bizi bırakırsan Allah katında vallahi davacı olacağız senden. Senden başka kimsemiz kalmadı.’ Siz niçin gülüyorsunuz? Çocuklarımızı öldüren bu alçağa sayın diyorlar ses çıkarmıyorsunuz. Süreç diye bir şey icat ettiniz. Ayaklarına meclisten kandilin temsilcisidir diye parmak salladıklarınızı temsilci diye gönderiyorsunuz. Evlatlarınızı vuruyorlar utanmadan PKK diyemiyorsunuz da şehit oldu, kurtaramadık diyorsunuz.

40 YILDIR SIRALI TABUTLARLA ALIYORUZ EVLATLARIMIZI
Ben 53 yaşındayım. Elli üç yıldır Türkmen’im dedim. Bundan sonra ne kadar ömrüm kaldıysa kalan ömrümü kendime Türkmen’im dediğim coşkuyla kürdüm diyerek geçiririm. 40 yıldır Evlatlarımız katlediliyor da bu şebeke tarafından, bu alçaklar tarafından, bu itler tarafından. Evlatlarımız 40 yıldır katlediliyor da bir gün Kürt komşumuza kaşımızı düşürmedik. PKK Kürtleri bizden almasın diye 40 yıldır direniyoruz, evlat veriyoruz. Sıra dağlar gibi evlatlarımızı gönderiyoruz. Ay yıldızlı al bayrakların altında teslim alıyoruz evlatlarımızı. Kınalı kuzular olarak gönderiyoruz. Sıralı tabutlarla alıyoruz onları. 40 yıldır sıralanmış tabutların içerisinde evlatlarımızın gözyaşlarına rağmen bir gün PKK'ya kızıp, kürde kem söz etmedik.

BİR GÜN TERÖRİSTLERE GÜLERSEK KANIMIZ KURUSUN!
Devlet duysun. Yorganların altlarında hıçkırıklarla büyümüş evlatlarımız duysun. Bir gün teröristlere gülersek kanımız kurusun. Siz evlatlarınıza sarılıp yatıyorsunuz. Tatile gidiyorsunuz 40 yıldır. Mezar taşlarına baba diyor bu insanlar. 40 yıldır mezarlarda oğul seviyorlar bunlar. Siz kimsiniz be? Vatan sağ olsun diyorlar evlatlarımız. Bütün şehitlerimizin diline düşmüş. Siyaset kurumuna sesleniyorum. Boş zamanlarınız vardır, devlet millet düşmanlarıyla görüşmekten artan. Tabuta sığmayanlar diye bir belgesel var. Oturun izleyin. Belki utanırsınız. Bizden utanmıyorsunuz belki tabuta sığmaz evlatlarınızdan utanırsınız. Devlet düşmanı seviyorsunuz. Devlet düşmanlarından medet umuyorsunuz. Onlarla görüşmekten mahcubiyet duymuyorsunuz.

BİZİM İKTİDARIMIZDA…
Anahtar Parti söz veriyor. Türk milletinin meclisine herkes girebilir. Her fikriyet girebilir. Anahtar Parti şöyle bir ülke vaat ediyor. Her fikir serbest. Siyasi bölücülük yaparsınız, şiddete bulaşmazsanız siyasi bölücülüğün sözü sohbeti de meclis kürsü dokunulmazlığından serbest. Ama PKK'ya, ama silaha, ama teröre, ama evlatlarımızın kılına bir kem söz edene meclisten bir kuruş verilmez! Bizim iktidarımızda en ufak bir methüsena edenin canını okunur. Özlük hakları elinden alınır, maaşına el konulur, emeklilik hakları dair her şeyinden her hak elinden alınarak yaptığı münasebetsizlikle yaşayabileceği o berbat şartlar kendisine teslim ettirir. Ne güzel dünya. Evlat vur. Devletin bütün düşmanlarıyla beraber ol. Evladım demeye kıyamadığımız çocuklarımızı vur, bizim bağrımızda hüzün ol, hicran ol. Millet bütünlüğümüzün üstünde pusu ol. Ondan sonra gel meclise maaş al. Al da görelim sizi.

TELSİZ KAPATMAK LAZIMDIR
Telsiz kapatmanın ne demek olduğunu herkes biliyor. Türkler sözü bitirdi. Söz bitince başlıyor Türk'ün işi. Konuşmayı bırakınca başlıyor Türk'ün işi. Telsiz kapatmak lazımdır. Telsiz kapatmak nedir? Hazineyi dondurmaktır. Telsiz kapatmak üniversiteyi ayağa kaldırmaktır. Telsiz kapatacak Türkler. Şöyle olacak; Türkler telsiz kapattı diyecekler. Türkler kendine geliyorlar. Bir kuruş çalmıyorlar. Çalana müsaade etmiyorlar. Uyumuyorlar, üretiyorlar, tasarruf ediyorlar. Devletin malını koruyorlar. Adaleti ayağa kaldırıyorlar. Devleti gürül gürül hale getirdiler. Türkler telsiz kapattılar. İnsanlığın ufkuna yürüyorlar.

5 TÜK DEVLETİNİN KIBRIS’TA ELÇİLİK AÇMASI KABUL EDİLEBİLİR DEĞİL
İsrail'in güvenlik programı tıkır tıkır çalışıyor. Görüyor musunuz neler oluyor? Ahmet Şara üzerinden çalışan İsrail'in güvenlik programı çalışıyor. İsrail memnun, Amerika memnun, İngiltere memnun. Bunların üçü aynı anda memnunsa biz nasıl memnun oluyoruz? Nasıl oluyor bu? Topraklarımıza kadar gelecek hesapları gördük. PKK'yı gördük, PYD'yi gördük. PKK'ya devlet kurduran azgınlığı gördük. Rum kesimine bizim kazanacaklarımızı elimizden alan şımarıklık için imkan vereni gördük. Beş Türk devletinin Güney Kıbrıs'ta elçilik açması kabul edilebilir bir şey değildir. Bu adada bizi işgalci durumuna sokabilir. Bu kabul edilebilir bir şey değildir. Öyle aksaçlı toplayarak yapamazsınız bu işi. Akıllı olacaksınız. Ahmet Şara'nın üzerinde nüfuzunuz varsa Güney Kıbrıs Rum kesiminin Dışişleri Bakanı'nı Kıbrıs bayrağıyla ağırlayan Ahmet Şara'ya diyeceksiniz ki Kuzey Kıbrıs Dışişleri Bakanı'nı da Kuzey Kıbrıs bayrağıyla ağırlayacaksınız, ağırlatacaksınız. 12 milyar dolarlık yardıma kurban vermeyeceksiniz Türk Devletler Teşkilatı'nı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.