TÜİK Rakam Açıklıyor, Sofralar Boşalıyor

TÜİK Rakam Açıklıyor, Sofralar Boşalıyor
Türkiye’de artık herkesin bildiği bir gerçek var: TÜİK ne açıklarsa açıklasın, çarşı pazarda olanla örtüşmüyor.

Açıklanan enflasyon oranlarıyla markette yaşanan fiyat artışları arasında uçurum var. Bu fark sadece bir istatistik farkı değil; bu fark, emeklinin, asgari ücretlinin, dar gelirlinin sofradaki ekmeğini çalan bir adaletsizlik.

2024 yılında asgari ücret 17.002 TL olarak açıklandı. Bu rakam, ilk duyulduğunda kulağa fena gelmese de raflarda zamlar durmuyor. TÜİK’in açıkladığı yıllık enflasyon oranı %65’ler civarında. Ancak pazara çıkan herkes biliyor ki gerçek enflasyon %100’ü çoktan geçti. Zaten ENAG gibi bağımsız kuruluşlar da bu rakamları her ay gözler önüne seriyor.

Bir emekli düşünün. 10.000 TL maaş alıyor. Kiraların 15.000 TL’ye dayandığı bir ülkede bu maaşla geçinmesi mümkün mü? TÜİK’in “sepetine” göre belki ev kiraları artmamıştır, belki domates fiyatları düşmüştür ama emekli pazarda gerçeği görüyor. Hangi manav TÜİK’e inanıyor? Hangi fırıncı fiyat etiketini ona göre belirliyor?

İnsanlar artık maaş günlerini bile endişeyle bekliyor. Çünkü gelen maaş ertesi gün elektrik, doğalgaz ve kiraya gidiyor. Geriye sadece borç kalıyor. Sonra ne oluyor? Banka kredileri, kredi kartı borçları, icralar… TÜİK’in “enflasyon düşüyor” dediği gün, halkın borcu daha da artıyor. Çünkü masa başında değil, ocak başında yanıyor bu hayat.

Yerel esnaf da dertli. Bir yandan artan maliyetlerle başa çıkmaya çalışıyor, diğer yandan daralan talep yüzünden satış yapamıyor. Çünkü insanlar artık sadece temel ihtiyaçlarını alabiliyor. Çocuklarına bayramlık kıyafet bile alamayan aileler var bu ülkede. Çünkü TÜİK’in “hesapladığı” enflasyon değil, hayatın içindeki enflasyon belirliyor insanların ne yiyip ne giydiğini.

BU YAZI BİR ÇAĞRIDIR

Bu yazı bir sitem yazısı değil sadece. Aynı zamanda bir çağrıdır: Gerçek enflasyonu açıklayın! Halkın yaşamı, masa başında oynanan hesap oyunlarına kurban edilmesin. Çünkü enflasyon, sadece bir oran değil; sofraya koyamadığımız et, alamadığımız süt, çocuklara alınamayan defterdir.

Bu ülkenin emeklisi, işçisi, asgari ücretlisi her şeyin farkında. Gerçeği pazarda, kasapta, markette her gün yaşıyor. Sadece bir tek şey istiyor: Adaletli, şeffaf ve gerçekçi veriler.

Çünkü rakamlarla oynandığında sadece istatistik bozulmaz; halkın güveni de kırılır.

Yazan: Musa KOCAKİREN

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.