Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşuyor: İşte 15 Nisan kabine kararları

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşuyor: İşte 15 Nisan kabine kararları
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşuyor: İşte 15 Nisan kabine kararları.

Kabine toplantısı sona erdi. Beştepe'de bulunan Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında toplanan kabine , önemli kararlara imza attı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başkanlığındaki kabine toplantısının sona ermesinden sonra kameralar karşısına geçti kabine kararlarını da kamuoyuna açıklamaya başladı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şu şekilde:

Kabinemizin ikinci döneminin 38. toplantısını az önce tamamladık. Ekonomiden tarıma, dış politikadan, güvenlikle ilgili konulara, çok geniş bir yelpazede gündemimizdeki meseleleri etraflıca değerlendirdik. Öncelikle aldığımız kararların ve yaptığımız istişarelerin ülkemiz, milletimiz ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Kabine olarak içeride ve dışarıda yoğun bir gündemle ülkemize hizmet mücadelemizi kararlılıkta sürdürüyoruz. Eğilmeden, bükülmeden, zorbalıklar karşısında asla geri adım atmadan milletimizin hakkını ve hukukunu en güçlü biçimde savunuyoruz.

ANTALYA DİPLOMASİ FORUMU

11-13 Nisan tarihlerinde düzenlenen 4. Antalya Diplomasi Forumu, Türk dış politikasının gücünü görmemiz açısından yeni bir fırsat teşkil etti. Ayrışan dünyada diplomasiyi sahiplenmek temasıyla tertiplenen foruma, 21 devlet ve hükümet başkanı düzeyinde olmak üzere toplam 155 ülkeden 6.000'i aşkın katılımcı iştirak etti. Forum süresince gerçekleştirilen 50 oturumda eğitimin dönüştürücü gücünden iklim krizine yükselen korumacılık dalgasından, çok kutupluluğa, pek çok konu yetkin isimler tarafından ele alındı. Gazze ve Suriye'ye dair oturumlar, ülkemizin zulüm karşısındaki vicdanlı duruşunun sergilenmesi noktasında fevkalade önemlidir.

15 İKİLİ GÖRÜŞME GERÇEKLEŞTİRDİK

Biz de açılış hitabımızda, Türkiye’nin Suriye ve Gazze başta olmak üzere bölgesel meselelere dair net tavrını ortaya koyduk. İnsanlığın beşten büyük olduğunun altını bir kez daha çizdik. Filistin halkının yanında olduğumuzu tüm dünyaya ilan ettik. Suriye’deki çıkarlarımızı koruma noktasında tereddüt göstermeyeceğimizi tekrar teyit ettik. Avrupa birliği ile ilişkilerimizi geliştirmeye hazır olduğumuzu ifade ettik. Rusya Ukrayna arasındaki savaşın bir an önce son bulması için elimizden gelen gayreti göstermeye devam edeceğimizi vurguladık. Ayrıca Forum kapsamında 15 ikili görüşme gerçekleştirdik, böylece dünyanın 155 ülkesinden 6 binin üzerinde katılımcının iştirak ettiği bir uluslararası etkinliği daha hamdolsun başarıyla icra ettik. Aylar süren titiz bir hazırlık ve emek neticesinde bizlere bu gururu yaşatan Dışişleri Bakanlığımız ve Forum’a destek veren tüm kuruluşlarımızı bir kez daha yürekten tebrik ediyorum.

MUHALEFET YOLSUZLUK SORUŞTURMALARININ ÜSTÜNÜ ÖRTMEK İÇİN BATIYA YALVARIYOR

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin sağladığı avantajları da kullanarak, şimdi tüm bunları aynı hedefle bölgedeki değişimin olumlu yönde seyretmesi için yoğun gayret gösteriyoruz. Sabırla, soğukkanlılıkla ve stratejik akılla dış politikadaki hedeflerimizi gerçeğe dönüştürmenin mücadelesini veriyoruz. Muhalefet, yolsuzluk soruşturmalarının üstünü örtmek için batıya ve batılı medya kuruluşlarına yalvarırken, biz Türkiye'nin itibarını küresel ölçekte artırmaya çalışıyoruz.

BURUNLARININ DİBİNİ BİLE GÖRMEKTEN ACİZLER

Mandacılık hastalığında kendini kurtaramayan ana muhalefetin bizim bu ufkumuzu, bizim vizyonumuzu, bizim diklenmeden dik duruşumuzu, Türkiye'yi 23 yılda nereden nereye getirdiğimizi anlaması zaten mümkün değildir. Onlar bırakın dünyayı okumayı, burunlarının dibini bile görmekten acizler. Ülkemizde son 23 yılda nasıl büyük bir değişim yaşandığını kavrayacak böyle bir donanıma, bilgiye, kavrayışa da sahip değiller.

TÜRKİYE HAK ETTİĞİ YERİ BU SEFER MUTLAKA ALACAKTIR

Batı karşısında mahçup ve mağlup bir karakterle adeta zihnen meftun olmuş durumdalar. Muhalefet görmese de şu gerçeği herkes görüyor ve kabul ediyor. Türkiye çok kutuplu dünyada bir kutup başı olarak ağırlığını daha fazla hissettirmektedir. Yeniden şekillenen küresel sistemde Türkiye inşallah hak ettiği yeri bu sefer mutlaka alacaktır.

KİMSE HATALI HESAP YAPMAMALI

Türkiye her halükarda sükunun tarafındadır. Türkiye her komşusunun, her dostunun, her kardeşinin kendisinden emin olduğu bir ülkedir, böyle bir devlettir. Ama aynı zamanda Türkiye sınırları zorlanacak, dostluğu veya düşmanlığı test edilecek bir ülkede değildir. Biz istiklal ve istikbalimiz uğrunda gerekirse baş veririz ama asla zalime baş eğmeyiz. Kimse hatalı hesap yapmamalı, kışkırtmalar karşısındaki serinkanlı tavrımızı asla bir zafiyet olarak algılamamalı.

KARŞILARINDA SURİYE HÜKÜMETİYLE BİRLİKTE BİZİ DE BULACAKTIR

Özellikle Suriye konusunda kimi aktörler, Türkiye'nin sabır taşının direncini sınamak yerine dostluğunun kıymetini bilmeli, buna göre söylemlerini ve politikalarını ayarlamalı, örgüt gibi değil, devlet gibi hareket etmelidir. Suriye'nin kalıcı huzura ve istikrara kavuşmasına kim engel olursa açık söylüyorum, karşısında Suriye hükümetiyle birlikte bizi de bulacaktır.

GERİ DÖNÜŞ DİYE BİR İHTİMAL ORTADAN KALKMIŞTIR

Terör koridoruyla Suriye'nin parçalanmasına nasıl müsaade etmediysek başka koridorlarla bu ülkenin bölünmesine de aynı şekilde izin vermeyiz. Tekrar ediyorum, Suriye'de 8 Aralık öncesine geri dönüş diye bir ihtimal ortadan kalkmıştır. 8 Aralık devrimi ile birlikte bu ülkede artık yeni bir dönem başlamıştır. Suriye toparlandıkça istikrara ve huzura kavuştukça bunun kazananı tüm bölgemiz olacak, bölgedeki tüm halklar olacaktır. Türkiye bu yeni sürecin başarıya ulaşması için elinden geleni yapacaktır.

TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI İLK GÜNDEN BERİ SÜRECİ YAKINDAN TAKİP ETTİ

İklim değişikliğinin olumsuz etkilerine giderek daha fazla maruz kalıyoruz. İnsanlık olarak bizden öncekilerden devraldığımız ve çocuklarımızın bize emaneti olan tabiatı, havayı, suyu ve toprağı hoyratça kullanmanın faturasına daha çok muhatap olduğumuz bir dönemin içindeyiz. İklim değişikliği, bazen kuraklık bazen de dolu ve zirai don gibi meteorolojik olaylarla kendisini belli ediyor. Hava şartlarına bağlı olan tarımsal üretim de iklim değişikliğinde en çok etkilenen alanların başında geliyor. Hava sıcaklıklarındaki ani düşüşler sebebiyle ülkemizin belli bölgelerinde don, kar yağışı ve dolu olaylarıyla karşı karşıya kaldık. Tüm üreticilerimiz çiftçilerimize geçmiş olsun diyorum. Tarım ve orman Bakanlığımız ilk günden beri süreci yakından takip etti. Gıda arz güvenliğimizin tehlikede olduğundan tutunda, yurtdışına bağımlı olacağımıza bütün bunlara kadar bir sürü ortalığa borca ettiler. Tarım Bakanlığımız dün yaptığı açıklamayla karşı karşıya olduğumuz ilk tabloyu ortaya koydu. Başta hububat, baklagiller ve tohumlar olmak üzere stratejik öneme sahip tarım ürünlerinde yurtiçi gıda arzını olumsuz yönde etkileyecek risk yok. Belli bölgelerde bazı meyve çeşitlerinde sıkıntı söz konusu. İlk tespitlerimiz kayısı, elma, şeftali, nektarin gibi meyve gruplarında farklı derecelerde hasar meydana geldiğine işaret ediyor.

ÜRETİMİN DEVAMLILIĞI İÇİN GEREKLİ ADIMLAR ATILMAKTADIR

Üretimin devamlılığını ve arz güvenliğini sağlamak üzere Tarım ve Orman Bakanlığımız gerekli adımları atmaktadır. Bu olay bizlere TARSİM'in önemini tekrar hatırlatmıştır. Sel, kuraklık gibi durumlardan etkilenmemek için prim bedelinin % 70’i kadarının devletimizce ödendiği tarım sigortasının yaptırılması ve çiftçi kayıt sistemine kayıt olunması büyük önem taşıyor. Bugünkü kabine toplantımızda, üreticilerimizin zararını tazmin konusunda neler yapabiliriz bunu enine boyuna değerlendirdik. Çiftçi kayıt sistemine kayıtlı ve zirai don sigortası olmayan çiftçilerimizin zarar gören mahsullerinin üretimi için yaptıkları harcamalarının hasar oranına göre karşılanması için tarım Bakanlığımız çalışmalarına başladı. Tarım bakanımız konuyu çiftçilerimizle yakın istişare halinde yürütmesi için gereken talimatları verdik. Şahsen biz de yapılan bu çalışmaları büyük bir hassasiyetle takip edeceğiz.

OTOYOL VE KÖPRÜLERDEN TOPLAM 25 MİLYON 715 BİN ARAÇ GEÇİŞ YAPTI

Bir bayramı da geride bıraktık. Tek bir canımızı dahi trafik kazasında kaybetmeyelim diye 28 Mart-6 Nisan tarihleri arasında trafik güvenliğimizi en üst seviyede tuttuk. Trafik kazaları ve can kayıplarının önüne geçmek için bayramlarını görev başında geçiren bu kardeşlerimin her birine teşekkür ediyorum. Geçen seneye göre denetim sayımızı yüzde 30 artırdık. Tedbirler sayesinde bu yıl ölümlü ve yaralanmalı trafik kazalarında %4,6 oranında düşüş oldu fakat yine de 74 vatandaşımızın hayatını kaybetmesine maalesef engel olamadık. Şu vahim gerçeği açıkça ifade etmek zorundayım hepimizi acıya boğan bu kazaların en büyük nedeni aşırı hızdır. Bayram boyunca otoyol ve köprülerimizden toplam 25 milyon 715 bin araç geçiş yaptı. Artık yollarda milyonlarla ifade edilen araç sayılarından 100 milyonlarla yaklaşan yolcu rakamlarından bahsediyoruz. Yollarımızdaki trafik hareketliliği ve yolcu sayılarındaki bu artışlar şüphesiz doğu batı kuzey güney demeden ülkemizi baştanbaşa yüksek standardı yol ağıyla donatmamız da doğrudan bağlantılıdır.

Ayrıntılar geliyor...

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum