Cem Avşar: Aile yılında kaç kadın cinayeti işlendi?
Avşar, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş ile İçişleri Bakan Ali Yerlikaya tarafından cevaplaması istemiyle konuya ilişkin 3 adet yazılı soru önergesi verdi.
Önergelerde, kadına şiddetin bir insan hakkı ihlali ve güvenlik sorunu olduğuna dikkat çeken Avşar, kadınlar evlerinde dahi güvende olmadığını, her gün en az bir kadının en yakınları tarafından öldürüldüğünü buna karşın ‘Aile Yılı’ ilan eden iktidarın caydırıcı cezaları ve önleyici tedbirlerinin yetersiz olduğu, kimi toplumsal kodların ve yargısal boşlukların kadın cinayetlerini tetiklediğini, yoksulluğun aile içi şiddeti arttırdığını bununla birlikte kadın sığınma evleri ve sosyal politikaların eksik kaldığı, Şiddeti Önleme ve İzleme Merkezlerinin istenilen düzeyde olmadığını böylece kadına yönelik şiddetin ülkemizde sistematik bir soruna dönüştüğünü belirtti.
Avşar, sorularında; 4 Haziran 2023’ten itibaren şiddete maruz kalan ve yaşamını yitiren kaç kadın olduğu, bu cinayetlerin kaçının savcılığa veya polise şikâyet etmelerine ve haklarında tedbir kararı bulunmasına rağmen işlendiği, adli makamlara intikal etmiş kaç şiddet vakası bulunduğu ve bunların kaçının cinayetle sonuçlandığı, bu vakaların adliyeye intikal etmeden önce çözümüne ilişkin bir uzlaşma çalışması olup olmadığı, koruma talep eden toplam kadın sayısını ve buna rağmen kaçının öldürüldüğü, 6284 sayılı Kanun’una ilişkin toplumdan şikayet alınıp alınmadığı ve bu konuda bir düzenleme yapma ihtiyacını, kadın cinayetlerine ilişkin faillerin yakalama ve cezalandırılma oranlarını, ‘iyi hal ve haksız tahrik indirimi’ gibi gerekçelerle şartlı salıverme veya az ceza alma hususundaki sorunlar ile kadınların maruz kaldıkları eşitsizliğe, psikolojik ve fiziki şiddete karşın bir çalışma yapılıp yapılmadığı gibi konuya ilişkin birtakım soruyu Bakanlara yöneltti.
‘Kadına şiddet bir insan hakkı ihlali ve güvenlik sorunudur’
Uluslararası normlar ve iç hukuk bakımından kadına yönelik şiddet, ülkemizde
temel bir insan hakkı ihlali ve güvenlik sorunu olarak varlığını sürdürdüğünü
belirten Avşar, bu şiddetin önlenmesi, kadınların yaşam hakkı başta olmak
üzere sağlık, özgürlük ve güvenlik gibi temel haklarının korunmasının da ön
koşulu olduğunu, İstanbul Sözleşmesinin, bu açıdan kadına yönelik şiddetle
mücadelede uluslararası bağlayıcılığı bulunan en kapsamlı sözleşmelerden biri
olduğunu; ancak ülkemizin imzaladığı bu sözleşmeden Cumhurbaşkanlığı
Kararıyla çekildiğini belirtti.
‘Her gün en az bir kadın en yakınları tarafından öldürülüyor’
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun açıkladığı verilere değinen
Avşar, sözlerine şöyle devam etti; “2025 yılı ilk 6 ayına ilişkin raporuna göre,
en az 136 kadın erkekler tarafından öldürülmüş ve 145 kadın ise şüpheli
şekilde hayatını kaybetmiştir. Sadece Ağustos Ayında ise 29 kadın cinayeti,
28 şüpheli kadın ölümü görülmektedir. Bu kadınların %72’si aile bireyleri
tarafından öldürüldüğü ve bunların %59’nun ise evlerinde öldürüldüğü
raporda yer verilmiştir. Bu veriler, ortalama her gün en az bir kadının
öldürüldüğü ve bununda en yakınları tarafından yapıldığı anlamı taşmaktadır.”
‘Kadınlar evlerinde dahi güvende değil’
Avşar, bu durumun açıkça kadınların en güvende olması gereken alanlar olan
evlerinde dahi korunamadığını ve kadın cinayetlerinin münferit değil
sistematik bir hal aldığını gösterdiğini belirtti.
‘Caydırıcı cezalar ve önleyici tedbirler yetersiz’
“18 kadının hangi bahaneyle öldürüldüğünün tespit edilememesi, kadına
yönelik şiddetinin ve kadın cinayetlerinin görünmez kılınmasının bir göstergesi
hangi bahaneyle öldürüldükleri dahi tespit edilemeyen kadın sayısındaki
fazlalıktır.”, diyen Avşar, sanık ve katillerin caydırıcı cezalar almadıkça ve
gereği gibi önleyici tedbirler uygulanmadıkça şiddetin artarak devam
edeceğini belirtti.
‘Kimi toplumsal kodlar ve yargısal boşluklar kadın cinayetlerini
tetikliyor’
Avşar, erkek şiddetinin artmasında; toplumsal kodların, “iyi hal indirimi”,
yargı süreçlerinin hızlı işlememesi, yeterli koruma tedbirlerinin alınmaması,
yasal mevzuattaki kimi boşluklar veya uygulama eksiklikleri gibi sebeplerin
etkili olduğunu ifade etti.
‘Kadın sığınma evleri ve sosyal politikalar eksik’
Avşar, sığınma evi sayısı ise yetersiz olduğu, Türkiye genelinde kadın
nüfusuna oranla kadın sığınma evleri, psikolojik destek birimleri ve acil
müdahale merkezlerinin dağılımı oldukça az olduğunu belirtti. Avşar, büyük
şehirlerden uzaklaştıkça bu hizmetlere erişimin zorlaştığı hatta birçok kadının,
bulunduğu şehirde destek alabileceği bir kuruma dahi ulaşamadığını ifade etti.
‘Şiddeti Önleme ve İzleme Merkezleri istenilen düzeyde değil’
Avşar; “Aynı şekilde Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri’nde personel
eksikliği, kurumsal kapasite eksikliği ve bölgesel dağılım eşitsizlikleri
nedeniyle istenilen düzeyde ve nitelikte bir hizmet sunulamadığı
anlaşılmaktadır.”, dedi.
‘Yoksulluk aile içi şiddeti arttırıyor’
Avşar, derinleşen yoksulluğun, temel haklara erişimde yaşanan eşitsizlikler ve
sosyal destek mekanizmalarının zayıflaması bu şiddetin diğer sebepleri
olduğu, İktidarın odağına kadının ekonomik bağımsızlığını ve yaşam
tercihlerini alan kamusal politikalar yerleştirmesi gerektiği; ancak güçlü bir
toplumun, kadınların özgür oluğu, çocukların güvende büyüdüğü, eşit ve
erişebildiği koşullarda mümkün olduğunu belirtti.
‘Kadına şiddet, ülkemizde sistematik bir sorun olmuştur’
Avşar sözlerine şöyle devam etti; “Tüm bu veriler toplumsal cinsiyet
eşitsizliği, ataerkil yapı, koruyucu ve önleyici politikalardaki birçok
eksikliklerin sonuçları olarak karşımıza çıkmaktadır. Kadına yönelik şiddet
sistematik bir sorun olmuştur. Kadına şiddete karşın cinsiyet eşitliği esaslı,
kadın örgütleri, uzmanlar ve yerel yönetimlerle iş birliği içinde sosyal yapıya
uygun, denetlenebilir ve uygulanabilir politikaların ve eylemlerin
geliştirilmesiyle mümkündür.” Ve bakanlara bir dizi soru sordu.
Göreve başlama tarihiniz olan 4 Haziran 2023’ten itibaren şiddete
maruz kalan ve yaşamını yitiren kaç kadın bulunmaktadır? Türkiye
genelinde işlenen kadın cinayetlerinin yıllara göre dağılımı nedir? Bu
cinayetlerin kaçı savcılığa veya polise şikâyet etmelerine ve
haklarında tedbir kararı bulunmasına rağmen işlenmiştir?
2025 yılı içerisinde adli makamlara intikal etmiş kaç şiddet vakası
bulunmaktadır? Bunların kaçı cinayet sonucu devam eden adli
olaydır? Söz konusu vakaların adliyeye intikal etmeden önce diğer
ilgili kamu kurum ve kuruluşlarıyla uzlaşma vb. yollarla çözmeye
ilişkin bir çalışma yapılmaktadır?
Görev sürecinizde şiddete maruz kalan, resmi makamlara başvuran
ve koruma talep eden toplam kaç kadın bulunmaktadır? 2025 yılının
ilk 6 ayında öldürüldüğü tespit edilen 136 kadından kaçı hakkında
koruma kararı bulunmaktaydı? Söz konusu kadınlardan kaçına
koruyucu hizmet sağlanmıştır?
6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine
Dair Kanun’una ilişkin toplumda var olan şikâyetler, boşluklar,
ihmaller ve uygulama sorunları hakkında tarafınıza iletilen toplam
başvuru sayısı nedir? Buna karşın ilgili sivil toplum kuruluşları ve
kamu kurumlarının iş birliğinde bir çalışma yapmayı düşünüyor
musunuz?
Kamuoyunda yaygın kanaat haline gelen ‘iyi hal indirimi’, ‘haksız
tahrik indirimi’, vb. gerekçelerle birçok şiddet failinin tahliye edildiği,
şartlı salıverildiği veya az ceza aldığı hususunda ne tür tedbirler
alınmaktadır? Kadın cinayetlerinin önüne geçmek amacıyla
bakanlığınızın nezdinde yasal düzenlemelerin daha caydırıcı tedbirler
barındırması ve kadını koruma odaklı bir şekilde düzenlenmesi adına
herhangi bir çalışma mevcut mudur?
Kadınları iş hayatında, sokakta, evde ve sosyal medyada yani yaşamın
her alanında maruz kaldıkları -görünen/görünmeyen- eşitsizliğe,
psikolojik ve fiziki şiddete karşın toplumsal ve bütüncül çözümler
üretmek, güven ve huzuru tesis etmek üzere ilgili paydaşların iş
birliğinde bir çalışma yapmayı planlıyor musunuz? Bu hususta bir
eylem planınız var mıdır?
Kadın cinayetlerine ilişkin faillerin yakalanma ve cezalandırılma
oranları nedir? Kadın cinayetlerinin önüne geçmek amacıyla
bakanlığınız nezdinde yürütülen çalışmalar nelerdir? Mevcut
mevzuatın ve kararların daha etkili uygulanması adına ne tür
önlemler alınmaktır?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.