Boşanma davaları arabulucuda görülsün teklifi
Boşanma davalarına arabulucu teklifi.
Bilindiği üzere boşanma davalarında ciddi bir süreç vatandaşları karşılıyor. En az 2-3 yıl süren boşanma davaları nedeniyle ciddi sorunlar çıkarken bu sürecin kısalması, boşanıp hayatına devam etmek isteyen, belki de yeni hayat kurmak isteyen vatandaşlar için kanun teklifi sunuldu.
Boşanma davaları arabulucuya gitsin teklifi
DEVA Manisa Milletvekili Selma Aliya Kavaf tarafından sunulan Türk Medeni Kanununda, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununda, Hukuk Muhakemeleri Kanununda ve Harçlar Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifine baktığımızda özetinde şu ifadelerin yer aldığı görülüyor:
"Teklif ile; boşanma davalarına zorunlu arabuluculuk sistemi getirilerek, boşanma süreçlerinin daha insani ve yapıcı bir çerçevede yürütülmesinin sağlanması amaçlanmaktadır."
Madde gerekçeleri şu şekilde:
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, ailenin Türk toplumunun temeli olduğunu vurgular ve devlete
ailenin korunması için gerekli tedbirleri alma görevi verir. Bu anayasal ilke doğrultusunda, aile
birliğinin güçlendirilmesi ve aile içi anlaşmazlıkların yapıcı bir şekilde çözümlenmesi için etkili
mekanizmalann oluşturulması büyük önem taşımaktadır. Boşanma davalarında zorunlu
arabuluculuk sistemini getiren bu kanun teklifi, işte bu amaca hizmet etmek üzere hazırlanmıştır.
Arabuluculuk, tarafların bir araya gelerek sorunlarım yapıcı bir diyalog ortamında tartışmalarına ve
karşılıklı anlayış geliştirmelerine olanak sağlayan alternatif bir uyuşmazlık çözüm yöntemidir. Bu
süreç, eşlerin birbirlerinin bakış açılarım daha iyi anlamalarına, ortak noktalar bulmalanna ve
mümkünse evliliklerini sürdürme konusunda yeni perspektifler geliştirmelerine yardımcı olabilir.
Boşanma kaçımimaz olduğunda ise, bu süreç tarafların daha sağlıklı ve yapıcı bir şekilde
ayrılmalarını sağlayabilir.
Özellikle çocuklu ailelerde, arabuluculuk süreci çocukların üstün yarannın gözetilmesine ve
ebeveynlerin ortak ebeveynlik sorumluluklarını daha etkili bir şekilde planlamalanna yardımcı
olacaktır. Bu yaklaşım, boşanma sürecinin çocuklar üzerindeki olumsuz etkilerini en aza indirmeyi
hedeflemektedir
Bu düzenleme, yargı sisteminin iş yükünü hafifletme potansiyeli de taşımaktadır. Arabuluculuk
sürecinde çözüme kavuşturulan anlaşmazlıklar, mahkemelerin daha etkin ve hızlı çalışmasına olanak
sağlayacaktır. Bu da adalet sisteminin genel verimliliğini artıracak ve vatandaşların adalete erişimini
kolaylaştıracaktır.
Zorunlu arabuluculuk uygulaması, uluslararası hukuk normları ve çağdaş adalet sistemleri ile de
uyumludur. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin "Aile Arabuluculuğu" konulu tavsiye karan,
üye devletlere aile arabuluculuğunu tesis etmeleri veya güçlendirmeleri çağrısında bulunmuştur. Bu
bağlamda, önerilen yasal düzenleme, Türkiye'nin uluslararası taahhütleri ile de örtüşmektedir.
Bu kanun teklifi ile aile hukukunda alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinin etkin kullanımı
teşvik edilecek, toplumsal uzlaşı kültürü güçlendirilecek ve yargı süreçlerinin daha verimli işlemesi
sağlanacaktır. Boşanma süreçlerinin daha insani ve yapıcı bir çerçevede yürütülmesini sağlayarak,
bireylerin ve toplumun genel refahına hizmet edecek bu yasal düzenlemenin, Türk hukuk sistemine
ve toplumsal yapıya olumlu katkılar sağlaması beklenmektedir
TÜRK MEDENİ KANUNUNDA, HUKUK UYUŞMAZLIKLARINDA ARABULUCULUK KANUNUNDA, HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNUNDA VE HARÇLAR KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEKLİFİ
MADDE 1- 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 166 ncı maddesinden sonra
gelmek üzere aşağıdaki 166/A maddesi eklenmiştir.
"MADDE 166/A- Boşanma davası açılmadan önce eşler, arabulucuya başvurmak zorundadır. Bu
zorunluluk, boşanmanın fer'i niteliğindeki anlaşmazlıklar için de geçerlidir.
Arabuluculuk süreci, 7/6/2012 tarihli ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk
Kanunu hükümlerine göre yürütülür.
Arabuluculuk sürecinin sonunda anlaşmaya vanlamaması halinde, bu durum bir tutanakla tespit
edilir ve taraflar boşanma davası açma hakkını kazanır.
Arabuluculuk sürecinde varılan anlaşmalar, 4721 sayılı Kanunun 184 üncü maddesi uyarınca
hâkimin onayına tabidir.
8/3/2012 tarihli ve 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair
Kanun kapsamında tedbir karan alınmış hallerde bu madde hükümleri uygulanmaz.
Arabuluculuk sürecinde 3/7/2005 tarihli ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun ilgili hükümleri
göz önünde bulundurulur.
Zorunlu arabuluculuk süreci en fazla üç ay sürer. Bu süre, tarafların anlaşması halinde en fazla üç
ay daha uzatılabilir."
MADDE 2-7/6/2012 tarihli ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 1
inci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 166/A maddesi kapsamındaki boşanma
davalannda zorunlu arabuluculuk, bu Kanun hükümlerine göre yürütülür."
MADDE 3- 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 137 nci maddesine
aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"Boşanma davalarında, 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 166/A maddesi
uyarınca arabulucuya başvurulduğuna ve anlaşma sağlanamadığına dair tutanak, dava dilekçesine
eklenir. Bu belgenin bulunmaması halinde mahkeme, davacıya eksikliği tamamlaması için bir
haftalık kesin süre verir, aksi halde dava usulden reddedilir."
MADDE 4- 2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı (1) sayılı Tarifenin "A) Mahkeme
Harçları" bölümünün "III- Karar ve ilam harcı" başlıklı fıkrasının (2) numaralı bendine aşağıdaki alt
bent eklenmiştir.
"Boşanma davalannda zorunlu arabuluculuk sonucunda anlaşma sağlanması ve bu anlaşmanın
hâkim tarafından onaylanması halinde, karar ve ilam harcının dörtte biri oranında harç alınır."
MADDE 5- Bu Kanun yayımı tarihinden altı ay sonra yürürlüğe girer.
MADDE 6- Bu Kanun hükümlerini Cumhurbaşkanı yürütür
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.