Yeni torba yasa taslağıyla birlikte Ceza Muhakemesi Kanunu’nda (CMK) dikkat çeken bir değişikliğe gidiliyor. “Kara para aklama” ve “terörizmin finansmanı” suçlarına karşı hazırlanan düzenleme, savcılara hakim kararı ve rapor beklemeksizin mal varlığına el koyma yetkisi tanıyor. Yeni Şafak Gazetesi’nin haberine göre, bu madde hukuk çevrelerinde ciddi endişelere yol açtı.
Mevcut Düzenlemede MASAK Raporu Şartı Vardı
Mevcut sistemde, bir kişinin mal varlığına el konulabilmesi için Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK), Hazine veya Kamu Gözetimi Kurumu’ndan suça ilişkin değer tespit raporu isteniyor. Bu rapor genellikle 3 ay içinde hazırlanıyor ve bu süreçte kişilerin mülkiyet hakkı anayasal güvence altında tutuluyor.
Yeni Düzenleme: “Önce El Koy, Sonra Rapor Al”
Yeni torba yasa taslağındaki değişikliğe göre, CMK 128. madde kapsamındaki tüm katalog suçlarda, savcılar artık hakim kararı ve rapor olmadan doğrudan mal varlığına el koyabilecek. Bu durum, hukuk güvenliği ilkesini zedeleyebileceği ve keyfi uygulamalara yol açabileceği gerekçesiyle tepki çekiyor.
Uzmanlara göre, bu düzenleme ile “gecikmesinde sakınca bulunan haller” kavramı genişleyebilir ve zamanla istisna olmaktan çıkıp genel kural haline gelebilir. Böylece el koyma işlemi “rutin” hale gelirken, rapor alma zorunluluğu ikinci plana itilebilir.
Hakim Kararı Formaliteye Dönüşebilir
Hukukçular, savcılara bu tür yetkilerin verilmesinin yargı denetimini zayıflatacağına dikkat çekiyor. MASAK ve diğer uzman kurumların raporlarının devre dışı kalması halinde, hakim kararlarının yalnızca bir formaliteye dönüşmesi riski ortaya çıkacak.
Bu durumun, kişilerin mülkiyet hakkı, lekelenmeme hakkı ve masumiyet karinesi gibi temel hukuk ilkelerini ihlal etme tehlikesi taşıdığı vurgulanıyor.
“İspat Yükü Şüpheliye Geçiyor”
Yeni düzenlemeyle birlikte, el konulan mal varlıklarının yasal yollardan elde edildiğini ispat yükümlülüğü artık şüpheliye yükleniyor. Bu yaklaşım, “İspat iddia sahibine aittir” şeklindeki evrensel ceza hukuku ilkesiyle çelişiyor.
Anayasa’ya Aykırılık Tartışması
Hukuk çevrelerine göre bu değişiklik, Anayasa’nın 35. maddesinde yer alan mülkiyet hakkı ve ölçülülük ilkesiyle bağdaşmıyor. “Önce el koy, sonra bakarız” anlayışı, kamu yararı ile temel haklar arasındaki dengeyi bozabilir ve düzenlemenin Anayasa Mahkemesi’ne taşınması gündeme gelebilir.
Kaynak: Yeni Şafak Gazetesi
Hazırlayan: Mehmet Bozkurt | memur365.com