AYM'den memurluk kararı.
Anayasa Mahkemesi, keyfi şekilde memurluktan atılmaya imkan tanıdığı için bir düzenlemenin iptaline karar verdi.
657 sayılı Devlet Memurları Kanununa eklenen bir maddede memurlar için yapılacak inceleme sonucu "hal ve hareketleriyle memuriyetle bağdaşmayan" memurların görevlerine son verilebileceği kısmı vardı.
AYM ise bu düzenlemenin oldukça belirsiz olduğunu, her yöne çekilebileceğini ve keyfiliğe açık olduğunu bildirerek iptal etti. Anayasa Mahkemesi, bu maddenin keyfi şekilde bir yerlere çekilerek haksız işten çıkarmaların yaşanabileceğine dikkatleri çekti.
KARARIN TAM METNİ
AYM'nin 657 sayılı kanundaki ilgili madde için kararı şu şekilde:
9. Anayasa’nın 13. maddesinde “Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.” denilmektedir.
10. Buna göre kamu hizmetlerinde kalma hakkına sınırlama getirilirken temel hak ve özgürlüklerin sınırlanması rejimini düzenleyen Anayasa’nın 13. maddesinin gözönünde bulundurulması gerekmektedir. Anayasa’nın söz konusu maddesi uyarınca kamu hizmetlerinde kalma hakkına getirilen sınırlamaların kanunla yapılması, Anayasa’da öngörülen sınırlama sebeplerine, demokratik toplum düzeninin gereklerine ve ölçülülük ilkesine uygun olması gerekir.
11. Anayasa’nın anlamlı hukuki uyumuna kamu hizmetlerinde kalma hakkına yapılan sınırlamalarda dikkate alınacak öncelikli ölçüt, sınırlamanın kanunla yapılmasıdır. Anayasa Mahkemesi'nin sıkça vurguladığı üzere temel haklar sınırlanırken kanunun şeklen var olması yeterli olmayıp uygulamaların keyfiliğe izin vermeyecek şekilde belirli, ulaşılabilir ve öngörülebilir düzenlemelerle nitelenmiş olması gerekir.
12. Esasen temel hak ve özgürlükleri sınırlayan kanunun bu niteliklere sahip olması Anayasa’nın 2. maddesinde güvenceye alınan hukuk devleti ilkesinin de bir gereğidir. Hukuk devletinde kanuni düzenlemelerin hem kişiler hem de idare yönünden herhangi bir duraksamaya ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık, net, anlaşılır, uygulanabilir ve kesin olması, ayrıca kamu otoritelerinin keyfi uygulamalarına karşı koruyucu önlem içermesi gerekir. Kanunda bulunması gereken bu nitelikler hukuki güvenliğin sağlanması bakımından da zorunludur. Zira bu ilke hukuk normlarının öngörülebilir olmasını, bireylerin tüm eylem ve işlemlerinde devlete güven duyabilmesini, devletin de yasal düzenlemelerinde bu güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını gerekli kılar (AYM, E.2015/41, K.2017/98, 4/5/2017, §§ 153, 154). Dolayısıyla Anayasa’nın 13. ve 70. maddelerinde sınırlama ölçütü olarak belirtilen kanunilik, Anayasa’nın 2. maddesinde güvenceye alınan hukuk devleti ilkesi ışığında yorumlanmalıdır.
13. Bir kanun hükmünün muhataplarının hangi eylemlerinin disiplin suçu teşkil ettiğinin ve bu eyleme bağlanan yaptırımın ne olduğunu belli bir açıklık ve kesinlikte öngörebilmesine imkân verecek şekilde kaleme alınmış olması, kanunun belirli ve öngörülebilir nitelikte olup olmadığı bakımından kurallar ile ilişki kesilmesi gerekmektedir bağdaşmayacağı açık olup; buna aykırı kurallar keyfiliğe açık sonuçlar doğuracaktır ve öngörülebilirlik ilkesine aykırılık, kamu hizmetlerinin gerekliliği ilkesiyle de bağdaşmamaktadır. Bu çerçevede kamu hizmetinde kalma hakkına sınırlama getiren kuralların hangi davranışların hangi disiplin ihlalini oluşturacağı, hangi yaptırımı gerektireceği ve hangi usuller izlenerek uygulanacağının öngörülebilir şekilde açıkça belirtilmediği sürece, bu kuralların belirli ve öngörülebilir olduğu ve kişilere yeterince hukuki güvence sağladığı söylenemez.
14. Dolayısıyla kamu hizmetlerinde kalma hakkına sınırlama getiren kuralların belirli ve öngörülebilir nitelikte olmadığı, keyfiliğe karşı yeterince güvence içermediği, bu nedenle temel hak ve özgürlüklerin kanunla sınırlanması gerekliliğiyle bağdaşmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
15. Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa’nın 13 ve 70. maddelerine aykırıdır. İptali gerekir.
Söz konusu karar bugün Resmi Gazete'de yayınlandı. Yürürlük tarihi ise 9 ay sonra.